Bir yaz tatilinin daha sonuna geldik.

Okul açıldığında her zamanki gibi öğretmenlerimiz bize o klasik soruyu soracak; “tatilde nerelere gittiniz?” sorusu. Hatta bu konu hakkında bizlerden kompozisyon yazmamızı isterler.

Peki durumu iyi olmayan arkadaşlarımız (çoğumuz) önümüze konulan kağıtları neyle dolduracak?

Yaşadığımız ülkede, şu ekonomik koşullarda, hangi tatilden söz edebiliriz?

Ülkemizin neredeyse tamamı evinde oturuyor, Çarşı-Pazar muhabbeti bile kalmadı.

Aynı şehirde yaşadığımız akrabalarımıza yaptığımız ziyaretler bir tatil olarak kabul edilirse bir kısmımız tatil yapmış sayılır. Veya aynı şehirde anneannelerimizi, babaannelerimizi, dedelerimizi ziyaret etmek tatilden sayılıyorsa çoğumuz tatilin keyfini çıkarmış demektir.

Peki sizce bunlar yeterli midir?

Bunları zaten okul döneminde de yapıyoruz.

Öncelikle bir çocuk gözüyle bakın; tatilde eğlenmeyi, gezmeyi, değişik yerler görmeyi, denize girmeyi herkes çok ister.

Hepimizin deniz, otel, havuz, aquaparkları, tekne turları gibi tatil hayalleri vardı. Çoğumuz hayal kırıklığına uğradık çünkü ailelerimizin imkanları kalmamış, geçim ve kredi kartların borç derdine düşmüşler.

Onlara mı üzülsek, tatil yapamadığımıza mı üzülsek bilemedik. Anlaşılan hem evde hem de yeni dönemde okulda mahzun olacağız.

Size soruyorum; bu hakça bir düzen olur mu?

Çok azı dilediği gibi lüks ve şatafat içinde yaşarken, istediği gibi tatil yaparken çoğumuz bırakın tatil yapmayı okula nasıl başlayacağımızı merak ediyoruz.

Okul masrafları, servis ücretleri, kıyafet ve spor malzemeleri… Daha neler neler..!

Kaçımız bunları karşılayacak durumdayız?

Bu mu devletin adaleti?

Batsın böyle bir adalet!