Bundan önceki yazımda severek okuduğum bir kitaptan bahsetmiştim. Aynı kitaptan yine beni yürekten etkileyen bir paragrafı sizlerle paylaşmak istedim. Bu paragraftan anladığım mesajı “Aynada Kendini Görmek” başlığı ile sizinle paylaşmak istedim.
Çünkü her aynaya baktığımızda sadece görüntümüzü değil kendi benliğimizi de görürüz; hatalarımızı, doğrularımızı, iyi veya kötü taraflarımızı düşünerek.
Hatıralarımız, anılarımız, yaşadıklarımız ve yaptıklarımız aynada canlanıyor gibi görünür, tabi ki görmek isteyenler için.
Bence aynaya bakarken öncelikle ruhumuzu ve karakterimizi görmeye çalışmalıyız. Bu durumda kendimizi bir kitap gibi okuyabiliriz.
Beni etkileyen paragraf şöyle;
“Hatırlıyor musun aynaya baktığında gözlerinde gördüğün hüznü, kendi ruhunun gözlerinin içinden sana lütfen bana yardım et diye yalvarır gibi sana bakışını, tüm bunları hatırlıyor musun?
Günler günleri kovalarken çaresizce kendine yardım edemeyeceğini, elinden bir şey gelmeyeceğini ruhuna nasıl açıklamaya çalıştığını hatırlıyor musun?
Tüm o eksikliklerine, fazlalıklarına, onlardan duyduğun utanca nasıl lanet ettiğini ve kendine nasıl büyük bir haksızlık ettiğini hatırlıyor musun?
Bomboş bir odada elini kalbine götürüp dizlerinin üstüne çöküp durmayan göz yaşlarına nasıl büyük bir ceza verdiğini hatırlıyor musun?
Kendini, koskoca bir deve benzeyen o yüce ruhunu ellerinin arasında küçültüp, ufaltıp, unufak edip küçük bir toz tanesine çevirdiğin o günleri hatırlıyor musun?
Hatırla. Çünkü bil ki, aynaya baktığında gördüğün ne varsa sen getirdin.
Görmediğin ne varsa sen götürdün. Buna sen izin verdin, kendi ellerinle.”
(Beyza Alkoç, 3391 km kitabından alınmıştır, sayfa 448)
Biz de hatırlamak ve geçmişimizle yüzleşmek için sık sık aynaya bakmalıyız. Ayna, görüntümüz kadar düşüncelerimizi ve yüreğimizi de bize yansıtır.
Hatıralarımız kadar hatalarımızı da aynaya bakarak görebiliriz.
Misafir