Öncelikle Sivil Siyaset Hareketi adına değerli yazarlarımızın, takipçilerimizin ve site ziyaretçilerimizin geçmiş Bayram’ını kutluyor, nice barış ve esenlikler dolu bayramlarda buluşmayı diliyorum.

Sivil Siyaset Hareketi olarak planlı ve kararlı yürüyüşümüze devam ediyoruz. Ülkemizin temel sorunları yanında bölgesel ve küresel gelişmeleri de yakından izliyoruz. Ayrıca önemli konularda uzman ve yetkin şahsiyetlerle yapacağımız mülakatlarla yayınımızı zenginleştireceğimizi ifade etmek istiyorum.

Bu bağlamda ilk mülakatı AYM Eski Başkanı Sayın Haşim Kılıç ile yaparak sizinle paylaşmıştık. Bu mülakat, sadece bizim açımızdan bir ilk değil, Başkan için de ilk mülakat olmuştu. Önemli açıklamalarıyla dikkat çeken mülakat, takipçilerimiz tarafından da yakın ilgiyle karşılandığını sitemiz ve değişik linkler üzerinden öğrenmiş bulunuyoruz. Hem Sayın Haşim Kılıç’a, hem de ilgi gösteren herkese teşekkürlerimi arz ediyorum. Sonraki günlerde yeni mülakatlarla karşınıza çıkacağımızın müjdesini de şimdiden vermek istiyorum.

Takdir edersiniz ki yoğun gündemi takip etmek oldukça zordur. Alanında uzman ve gündemi yakından izleyen değerli yazar kadromuzla sizlerle buluşmaya gayret gösteriyoruz. Sivil Siyaset açısından önemli ve değerli gördüğümüz gündemi sizinle paylaşmak için yoğun çaba içinde olduğumuzu bilmenizi isterim.

Bütün çabamız; otoriter, totaliter ve militarist siyaset karşısında sivil siyaset ihtiyacını güncelleştirmek, çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti için sağlıklı bir zemin oluşturmaya katkı sunmaktır. Biliyoruz ki, sivil siyaset zemini oluşturulmadan ve siyaset merkezine sivil düşünce hâkim olmadan çoğulcu demokrasi de, hukuk devleti de inşa edilemez. Bu yönüyle sivil siyaset sadece bir ihtiyaç değil, bir zorunluluktur.

Partiler ve ideolojiler üstü bir siyasal duruş sergilemenin tek yönteminin vicdani, ahlaki, adil ve SİVİL bir duruş ile ancak mümkün olacağına inanıyoruz. Kuşkusuz böyle bir duruş sergilemek oldukça zordur. Böyle bir duruşu Türkiye’de ilk olarak 2013 yılında Sivil-Siyaset Platformu olarak biz ortaya koymuştuk. Her kesimden ve politik tercihleri, inanç ve aidiyet kimlikleri farklı olan aydın, yazar, akademisyen ve siyaset insanıyla bir araya gelerek gerçekleştirdik. En aykırı konularda dahi ayrışmadan, bir kırgınlık ve kızgınlık yaşamadan müzakere etmeyi ve tartışmayı başardık. Peki medeni tartışmaları neden Türkiye’nin geneline yaymayalım?

Tek yapmamız gereken medeni insanlarla sivil zeminde bir araya gelmek.! Bir Eczacı olarak başarımızı şöyle tanımlamak istiyorum: Aldığım eczacılık eğitimimin temelini oluşturan anahtar öğreti; “Dünyadaki her şey zehirdir, ilaç ile zehiri ayıran tek şey dozdur.” Tüm eğitimimizin temel odağı; ilacı bireyin kilo, yaş, boy, vücudundaki tüm organlarının işlev durumuna göre ayarlamaktı.

Uzlaşıda doz ve seçici geçirgen membranlar tam ayarlanmalı, heterojen doku bozulmadan yüzyıllardır aradığımız sağlığa kavuşmak dileğiyle.