13 Aralık 2025


KHK’LI OLMAK…



Hacer Zelal Atalay

A- A+

15 Temmuz darbesi sonrası, 21 Temmuz'da OHAL'i ilân edip, sorgusuz sualsiz, hiçbir yargı kararı olmaksızın, aylar önce fişleyip, fetö nefret çuvalına atıp, kimin yaptığı failleri meçhul (Meclise sunulan,darbenin araştırılması önergesine  izin vermeyenlerin) darbeyi de ibadet kesimi dedikleri masum kamu emekçilerine uyduruk gerekçelerle yükleyip, ya da muhalif olduğu için binlerce kamu emekçisini, bir gece yarısı kararnamesiyle, işinden, mesleğinden edip, Resmi Gazete'de, tüm bilgileriyle çarşaf çarşaf ilân edip, açlığa ve sosyal soykırıma mahkum bırakmaktı..

Dost; arkadaş, akraba sandıkların, sevdiklerin; seni,telefon rehberlerinden, sosyal medya hesaplarından, hemen silip ya da engelleyip, bir anda vefasızca terk edip, öcü  bilinmekti.. Doğup, büyüdüğün çok sevdiğin vatanında, özgürlüğünden olup, cezaevine atılıp, bir anda, öz yurdunda garip!  Öz vatanında parya olmaktı.

SGK'da 36 koduyla fişlenip, hiçbir yerde iş bulamamaktı. Acımasız, bir güruh tarafından ağaç köküne layık görülmekti. İaşesi, özgürlüğü için  Meriç'i geçip, yerinden, yurdundan olup;bilmediğin ülkelerde mülteci olmaktı. Hatta bu yollarda,bazende sevdiklerinin boğulduklarına şahit olmaktı. Memleketine, sevdiklerine hasret kalıp, yüreğiyle için için ağlamaktı.
 

KHKl'ı olmak; zulüm üstüne zulüm görüp; hasta, lohusa, gebe, çocuk demeden, adli suçu olmadan, sicili tertemiz insanların, apar topar zindana atılmasaydı. KHK'lı olmak; cezaevlerinde çıplak aramaya maruz kalıp, dört kişilik odalarda 25 kişinin, yaz kış demeden, bir arada kalıp, her türlü işkenceyi görmekti. Kötü cezaevi koşullarında, kimi zaman bebeklerinde ayrı kalan annelerin sütlerini lavabolara sağıp, gözyaşların sel olup, masum bebekleri ve  çocukları demir parmaklıklar arasında soğuk betonlarda büyütmekti. Kimi zaman da evladı hastanede ağır hastalıkla boğuşurken, zindan köşelerinde, çaresizce ağlamaktı. Pandemide; her yer normalleşirken cezaevindekilerin, açık görüşten mahrum kalıp, üvey evlat muamelesi görmesiydi. Cezaevi yollarında, hasret gidermek uğruna, binlerce kilometre yol gitmekti. KHK'lı olmak güpegündüz kaybedilmekti, kaçırılmaktı. Günlerce hatta aylarca izine rastlanamamaktı...

KHK'lı olmak; ötekileştirilip SGK' dan verilen 36 kod ile hiçbir yerde sigortalı işe giremeyip, sosyal yardımlardan mahrum bırakılmaktı, hatta koruyucu anne baba dahi olamamaktı. KHK'lı koruyucu aileden, evladını acımasızca alıp, yurda tekrar vermekti. Engelli çocuğun varsa, devletin verdiği, maddi destekten mahrum kalmaktı.. Özetle tüm vatandaşlık haklarından mahrum edilmekti...

KHK'lı olmak; hiçbir mecrada, uğradığı haksızlığı dile getirmesine izin verilmeyip, hakkını arama özgürlüğünün elinden alınması demekti. Adil yargılanma hakkının olmayıp, yasal olan kriterlere göre yargılanıp, her mahkemeden farklı, adil olmayan keyfi kararların çıkmasıydı. Özgürlük, güvenlik ve yaşama hakkının neredeyse tüm yasal haklarının, bir bir elinden alınması demekti. Bir anda konfor alanından çıkarılıp, belirsizliğe bırakılmaktı .KHK'lı emekçilerin, kendini resetleyip, apar topar, bir o kadar tedirgin, sıfırdan yeni bir hayata başlamasıydı… Yeni meslekler edinip, dişiyle tırnağıyla hayata var gücüyle tutunmaktı..

KHK'lı olmak; bir gecede terörist ilan edilip sonra askere alınıp görev yaparken vatanı için Şehit olmaktı(Zekeriya  Altınok).
KHK'lı olmak; binlerce yuvanın paramparça olmasıydı(Görmez,Maden,Özdoğan Aileleri). Ahmet Burhan Ataç; Haluk Savaş Hoca,Gökhan Açıkkol ve Canan Hoca gibi binlerce masum insan bu süreçte hayatlarını kaybettiler. KHK'lı olmak; binlerce askeri öğrencinin, polisin, acemi erlerin uğradığı en büyük  haksızlıktı. Vardır bir suçları, neden bana birşey olmadı,devletin her yaptığı doğrudur, söylemlerini sık sık duymaktı..

Takipsizlik, beraat alsa bile adının lekelenmesiydi. Ceza alanların da işlemedikleri adli suçlardan değil de yasal sebeplerden, (banka, sendika, dernek, gazete, dergi, okul, Play Store'dan indirilmiş milyonların kullandığı programlar..)ceza almaktı.. KHK'lı olmak; insan, doğa, hayvan sever, sicili tertemiz, çalışkan, dürüst, eğitimli, donanımlı ve liyakatli insan demektir...Tüm mağduriyetlere rağmen onuruyla, alın teriyle ekmeği için çalışıp, namerde muhtaç olmayıp, ağaç kökünü yemeden,çalışkan,erdemli kamu emekçileri demekti..Kaliteli, eğitimli, liyakatli, kültürlü insanların, beyin göçüydü..
 

KHK'lı olmak; pazartesi, perşembe günleri Twitter'da sesini duyurup, KHK'lılara yapılan hukuksuzluğu dile getirip, adaletin, hukukun, tecelli etmesini beklemekti…. Farklı fikirleri, düşünceleri, ideolojileri olmasına rağmen, birçok platformlda biraraya gelip, kenetlenip, canla başla mücadele eden güzel yürekli  mazlumların direnişidi..

KHK'lı olmak; altı yıl boyunca Ohal(Oyalama)komisyonun sayfasına girip verilen kararları beklemektir….

RET alanların hayal kırıklığı,KABUL alanların buruk sevinci.

Öldükten sonra suçsuz bulunup göreve iade edilmekti. Bu süreçte vefat edenler için ise hesabın büyük mahkemeye kalmasıydı…
KHK'lı olmak;birçok hukuki terimi öğrenip, gelecekte adaleti, hakkı,hukuku tesis etmek için hukuk fakültelerini okumaktı.. Uğradığı haksızlıklarla, başkalarının görmüş olduğu haksızlıkları da görebilmekti..
KHK'lı olmak Ömer Faruk Gergerlioğlu; Abdulbaki Erdoğmuş, Gülizar Biçer, Sezgin Tanrıkulu, Hüda Kaya, Haluk Savaş, Yıldırım Kaya gibi değerli hak savunuvularıyla tanışıp hep beraber adalet mücadelesini göğüslemekti. 

KHK'lı demek; özgür bir Türkiye için mücadele demektir. KHK'lı olmak; anlatmakla, yazmakla bitmeyecek kadar uzun bir hikaye.. 
Kimine göre kader, kimine göre zulümdür yaşanılanlar..
KHK'lı  biri olarak vicdan rahatlığıyla var gücümle haykırarak söylüyorum,KHK'lı olmak cehennem kadar acı veren bir zulümdür..
Bu zulüm derhal bitirilmeli. Bu zulmün, tüm failleri de tespit edilip, yargılanmalı!
Toplumsal huzur için, Kanun Hükmündeki Kararnameleri hemen iptal edin!
Bu ülkenin güzide insanlarına, gasp ettiğiniz tüm haklarını ivedikle iade edin!
Toplumsal refah için bu elzem.
KHk'lılar lütuf değil, hakkını istiyor.

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır