Kulak vermezdim ben de,

Ne nasihat verene

Ne de gelişirim diye eleştirine,

Gençliğin sarhoş eden hazzını yaşarken

Bencilce ve cahilce...

Pragmatist politikalardan uzak durarak, daha gerçekçi, toplumsal, hatta evrensel konular etrafında bilgilenmenin daha yararlı olduğu muhakkaktır. Bu gerçeği geçmişte çok fazla dikkate almayan ve bundan da pişmanlık duyan biri olarak, kendi jenerasyonumu ve arkadan gelecek genç nesilleri bu konuda uyarmak istiyorum.

Politikacıların kısır çekişmelerine dalarak, politikanın cazibesine kapılarak bir gelecek tasavvuru oluşturmak zaman kaybından başka bir şey değildir. Yaşananlara takılıp kalmakla geleceği okumak, bireysel gelişme sağlamak, topluma yararlı olmak mümkün değildir. Aksine çağın gerisinde kalarak çok şeyin kaybedilmesi söz konusudur ve zarara uğramak kaçınılmazdır.

Kendimize sormalıyız; ben veya çoğumuz politik gündem girdabına düşmemek için hiç çabaladık mı? İktidar ve muhalefet partilerinin kısır çekişmelerinin üzerine çıkabildik mi? Çoğumuz için ve çoğu zaman hayır! Bu durumda çoğumuzun, geri dönülemez büyük kayıplar yaşadığı ortada. Buna rağmen her şey bitmiş sayılmaz elbette…! Bir yerden başlamak için hala zamanımızın olduğunu düşünüyorum. Kaybımızın ve eksikliklerimizin oldukça fazla olduğu ortada ancak bunları telafi edecek zamanımız da olacaktır..!

Ülkemiz, insan kaynakları bakımından zengindir. Bilgi birikimi, eğitimi, tecrübesi politik deneyimi olan çok sayıda insanımız vardır. Henüz yolun başında sayılan bizim gibi gençlerin politikaya ayıracak zamanımızın olmaması gerekir. Elbette ülkemizin siyasi sorunlarına karşı da duyarlı ve ilgili olmalıyız ancak bu yaşta parti politikalarından uzak durmanın hem bize, hem de ülkemize daha çok faydalı olacağı kanısındayım. Ayrıca parti politikalarının eğitici, öğretici olmaması da ayrı sorun oluşturmaktadır. Adeta gençleri politik çıkarları uğruna öğütme ve kullanma merkezleri olmuşlardır.

Bizler yani “y” ve “z” kuşağı olarak öncelikle özgür, bilgili ve ahlaklı iyi insanlar olmak için çabalamalıyız. Her yazımda altını çizerek ifade etmeye çalıştığım “ dil-din-ırk-renk-cinsiyet-inanç-mezhep-yaşam tarzı” gibi farklılıklar üzerinden insanları değerlendirmemeli, hak ve özgürlüklere saygılı olmalıyız. Her zaman ve her koşulda haklıdan ve doğrudan yana olmalıyız. Çıkar temelinde kurulan ilişki biçimlerinden uzak durmayı, değerlere saygılı ve ilkeli bir yaşamı amaç edinmeliyiz. Bunu başardığımız oranda bizler de başarılı ve ülkemize de yararlı insanlar olabiliriz.

Politikadan önce bilgi, kültür, sanat, edebiyat, felsefe, teknoloji gibi alanlara ilgi duyulması ve bu alanlarda çağı yakalamanın gereğine inanıyorum. Toplumsal sorunlara yabancılaşmadan ancak çözüm merkezli yaklaşmayı öğrenmeliyiz. Çözüm arayışları aydınlığa, politik çıkarlar için sorun ve krizler geliştirmek ise girdaba götürür. Gençliği girdaba mahkûm edenler de aynı girdapta boğulmaya mahkûm olurlar. Önemli olan, girdaba mahkum olmamak, o da bizim elimizde…!

Küreselleşmiş dünyada küreselleşmiş bedenler

Günü birlik çıkarlar uğruna heba edilmiş ruhlar

Ne bu ciddiyet ne bu asabiyet

Gelip geçen gemiler gibi üstelik

Sıradan ve basitken yaşamak