Yaradılışın bir hediyesidir güzel ahlak her insana,
Onu koruyamayıp heba edenlerde olmaz hiç utanma!
--
Bireysel ahlak anlayışı, “Dini, dünyevi, kültürel ve toplumsal yaşayışın oluşturduğu ortak birtakım tutum ve davranışların iyi ve kötü oluşunu belirleyen, insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı ilkelerle iyi bir yaşamın temelini teşkil eden ve kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü” olarak ifade edilebilir.
İnsanoğlu fıtratı gereği kendisine, diğer insanlara, canlılara ve doğaya karşı ahlaki bir sorumluluk bilinciyle yaratılmıştır.
Sosyal bir varlık olmanın gereği olarak insan, yaşamak zorunda olduğu gezegende düzeni bozmadan kendi ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. Bunun için de koşullarını, sınırlarını ve ilişkilerini bu düzene göre belirlemesi gerekir. Bunu belirleyen ilklere ‘Ahlak’ diyoruz.
Bu nedenledir ki dine, kültüre, çağlara, toplumlara ve kişilere göre değişkenlik gösteren tutum ve davranışlar olsa da esas olarak ahlak evrensel ilkelerden oluşur. Çünkü bu ilkeler sadece bireysel olarak insanın değil, toplumun, diğer canlıların ve evrenin ortak yararına olmak zorundadırlar.
Evren yasaları ve toplum düzeni, ortak yararı gerekli görür. Bu bağlamda insanın ahlaklı olmasını da zorunlu görür. Ahlak yoksunu toplumların varlıklarını uzun zaman sürdüremedikleri ve bir şekilde helak olup yok oldukları bir gerçektir. Tarih sayfaları benzer örneklerle doludur.
Yönetim, siyaset, devlet gibi oluşumların varlıklarını sürdürmeleri de ahlak ilkelerine bağlılıklarıyla mümkündür. Bu nedenle insan ve toplum ahlakı gibi yönetim ahlakı, siyaset ahlakı, devlet ahlakı, hatta hukuk ahlakı gibi tanımlamalara rastlarız.
Bu olgular kuşkusuz toplumsal değerlere bağlı olarak yapılanır ve hayatiyet bulur. Evrensel ilkeler hayat buldukça yöneten ve yönetilen arasında güven güçlenir ve düzen de kabul görür. İlkeler zayıfladıkça da güven zayıflar ve düzen tehlikeye girer.
Buna göre diyebiliriz ki hukuk, eğitim, ekonomi dahil sosyal, siyasal ve kurumsal alanlarda öncelikli olan ahlaktır.
Ahlakı, “Kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisi için istemediğini başkası için de istememek” şeklinde özetlemek mümkündür, diye düşünüyorum.
Herkesin ve her varlığın hakkını kendi hakkı gibi bilmek ve korumak her insan için ahlaki bir sorumluluk olduğu gibi siyaset ve yönetim için de bir ahlaki ve hukuki sorumluluktur.
Siyasal düzeni, siyaset ve yönetim sistemini ve toplumu ahlak noktasında birlikte değerlendirmek gerekir. Medeniyet seviyemizi belirleyecek olan da kurumsal, siyasal ve toplumsal ahlaktır.
Mehmet Akif Ersoy’un dizilerinde dediği gibi,
‘’Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkâkımız:
Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.’’
---
Ahlaksızlık olursa bir toplumun yaşam biçimi,
Yıkım kaçınılmazdır lakin doğar diye umulur iyisi…
Misafir