26 Nisan 2024


Aynadaki Şeytan



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Sürü sürü bulutlar geçmekte

Günler gibi ömrümüzden;

Dillimizde Allah lakin taptığımız şeytan!

 

 

                   İlahiyatçı değilim ancak çoğu gençler gibi dini düşünce alanında düştüğüm hatalardan, çıkardığımı düşündüğüm dersleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Kur’an’ın bir akarsu misali hep canlı olduğundan bihaber, her döneme, her zamana hitap eden çağlar ötesi bir kitap olduğunu anlamadan geçirdiğimiz bir yaşamımız oldu. Belki okuduk ama öğütlerine kulak vermeden.. Çünkü atalarımızı da genel olarak böyle okurken görmüştük..!

    Kimimiz de Kur’an bilinci taşıyan ve Kur’an’la aydınlanmayı öğütleyen atalarımızı aykırı bulduk. Onlar gibi toplumdan farklı gibi görünmeyi istemedik. Genele uymayı daha kolay ve yaşanır bulduk. Dini ritüelleri dinin kaynağından daha pratik ve daha yaygın bulduk. Ritüellerle tatmin olmayı, sükûn ve huzur bulmayı günahkâr yaşamımız için daha uygun bulduk.

    Kimimiz de düşünmeden, sorgulamadan, araştırıp anlamadan yıllardır Kur’an okuduk, okuyoruz. Namaz kılmakla, oruç tutmakla iyi bir Müslüman olduğumuzu zannettik. Ancak ahlak, adalet, edep, doğruluk, güvenirlilik, sevgi, saygı, barış gibi insanlık ve hayat ilişkilerini düzenleyen insanlık ve İslam ilkelerinden yoksun olduğumuzu fark ettik. Meğer bunlar olmadan sadece iyi bir insan değil, Müslüman olmak da mümkün değilmiş..! 

            Gerçekten de, insan ve komşuluk hakları, hayvan hakları, doğaya karşı duyarlı olmak, ayırımcılığa, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkmak gibi onurlu tutum ve davranış sahibi olmadan Müslüman da, insan da olmak mümkün değilmiş…!

Evet, Kur’an okuyoruz, Namaz kılıyoruz, Oruç tutuyoruz, hatta kandil oruçlarını ve ritüllerini ihmal etmiyoruz ancak bir defa olsun Müslümanlığımızla, insanlığımızla yüzleşmek için aynaya bakmadık, bakmıyoruz. Bakmıyoruz, çünkü Yüce yaratıcının “Dini yalanlayanı gördün mü?’’ (Maun Suresi, ayet:1) dehşete düşüren ifadesini Müslümanlar olarak üzerimize almadık, almamak için kıyı köşe kaçtık.

Oysa “dini yalanlamaktan” kastedilen dil ve söz ile yalanlamak değil, davranış, tutum, olaylar karşısında ortaya konan duruş demektir. Dehşete düşüren asıl ifade, muhatabın inkâr edenler değil, Namaz kılanların olmasıdır. Yani namaz kıldıkları halde ikiyüzlülük yapanlar, yalan söyleyenler, fitne, fesat çıkaranlar, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamayanlar, sömürenler, aldatanlar, haksızlığa, hukuksuzluğa, ayırımcılığa duyarsız kalanlar kastedilmektedir. Bu durumda aynaya bakmaya cesaret edebilir miyiz? Veya aynaya baktığımızda nasıl birini göreceğimizi hiç düşündük mü? 

Geliniz, hep birlikte bu anlayış ve bilinç ile insanlığımızı ve Müslümanlığımızı anlamak için bir kez olsun aynaya bakalım..! Gördüğümüzü tanıyabileceğimizi hiç sanmıyorum. 

 

Altın tepsilerden yiyip din satanlara bir kötek gerek,

O dini satın alıp yaşayana on bin kötek...

 

 

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır