25 Nisan 2024


İktidar Politikası; Halı Altına Süpürmek!



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Açıp gözlerini bakmazsan bir sen göremezsin gerçeği,

Tıkamakla kulağını sadece sen duyamazsın dışarda çalan besteyi…

-----

Toplum olarak yaygın bir şekilde kullandığımız ‘Halı altına süpürmek’ deyimi, herhangi bir problemle karşılaşan bireyin ‘’problemin, sorunun görüşülmesini ertelemesi, görmezden gelmesi, yokmuş gibi yaşamaya devam etmesi, kulak tıkaması’’ gibi durumları ifade etmek anlamında kullanılmaktadır.

Bu deyimin yaygın olarak kullanılmasının nedeni de toplum olarak, en ufak sorunumuzdan en büyüğüne hepsini yok sayarak, görmezden gelerek yaşama devam ettiğimiz gerçeğidir.

Oysa var olan sorunları yok sayarak bastırmaya çalışmak sorunları ortadan kaldırmaz. Aksine sorunların daha fazla birikmesine ve büyümesine, bunun sonucu olarak da huzursuzluğa ve yıkıma götürdüğü bilinen bir durumdur. Bu gerçekliğe rağmen gerek toplum olarak gerekse birey olarak sorunları halı altına süpürmekten asla vazgeçmedik.

Sorunların eninde sonunda tekrar karşımıza çıkacağı gerçeğini görmezden gelerek halı altına süpürmeyi bir yönetim kültürü haline getirdik. Sorunları kabullenip çözmenin ertelemekten veya görmezden gelmekten daha yararlı sonuçlar doğuracağını öğrenemedik.

Bu anlayışın Türkiye’de bir siyaset ve yönetim tarzına dönüşmesi can alıcı sorunları dahi bir rahatlık ve sorumsuzluk içinde ertelemeye ve çözümsüz bırakmaya neden olmaktadır. Sorunları çözmek yerine halı altına süpürmek siyasal iktidarların başarı hanesine yazılmaktadır.

Mevcut iktidarın aynı geleneği sürdürmesi, hatta söz konusu yöntemi daha yaygın bir şekilde kullanması büyüyen sorunlara yenilerinin de eklenmesiyle artık halının altına sığdırılmayacak kadar devasa boyutlara ulaşmıştır.

Örneğin, Kürt sorunu görmezden gelinmeyip zamanında çözüm bulunsaydı ve her iktidar sorunu halının altına süpürmeseydi bugün hem içerde hem de uluslararası alanda Türkiye bu kadar zor duruma düşer miydi?

Daha önce de var olan işsizlik sorununun daha çok büyümesi, yok sayılan yoksulluğun kitleselleşmesi, enflasyonun önlenemez yükselişi, TL’nin değersizleşmesi, emekli, memur ve çalışanların alım gücünün düşmesi, geçim derdinin toplumsallaşması gibi birçok sorunumuzun nedeni bu anlayış, yani “halının altına süpürmek” politikası değil midir?

Öğrencilerin yurt sorunu dahi bu politikaların sonucu değil midir? Binlerce öğrenci barınmak için çabalamakta, aileler kaygı ve endişe yaşamaktadır. Bunun sorumlusu iktidar değil de kimdir?

Zamanında gerekli tedbirler alınıp halı altına süpürülmeseydi, ihtiyacı karşılayacak kadar yurt yapılmış olsaydı öğrenciler ve aileleri bu sorunlarla bugün karşılaşmış olmayacaklardı.

Ne yazık ki her alanda verilebilecek kadar fazlasıyla örnekler mevcut. Çözüm için uğraşmak yerine politik hamasetle günü kurtarmak, sorunları yok saymak veya görmezden gelmek Türkiye’yi bugünkü siyasal ve ekonomik krizlerin ağır yaşandığı bir ülke konumuna düşürmüştür.

Dış politika da yaşanan başarısızlıkların nedeni de politik hamaset değil midir? Hiçbir sorun yokmuş gibi davranmanın, sorunları ertelemenin veya halı altına süpürmenin ülkemize nasıl bir siyasi ve ekonomik maliyet yüklediğine bakmak yeterlidir, sanırım.

-----

Halının altında biriken tozlar evi yaşanmaz eder zamanla,

Ya temizlik gerek baştan sona ya da terk etmek evi!

 

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır