26 Nisan 2024


LİDER AŞKINA



Zelal Azadi

A- A+

Yıllardır beni derinden üzen bir konu var, lideri putlaştırmak. Siyasi; askeri, dini, cemaat, tarikat ve örgüt liderleri bu coğrafyalarda ilahlaştırılıyor.

Geçmişte padişahların, beylerin, idarecilerin ve tarikat liderlerinin elleri etekleri öpülür ve onlara "kulunuz" denirdi. Maalesef Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte bu gelenek artarak devam etti.

Bugün de dünyanın her yerinde, en çok da bu coğrafyada bu gelenek hızla devam ediyor. Sanırım coğrafyamızın bir kötü yazgısı bu durum.

Bu topraklardaki lider aşkı, bizi geçen gün karanlık bir uçuruma doğru sürüklüyor. Sahi ne ara bu hale geldik? Neler neler söylüyorlar, bu kara sevdalılar…

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal'e yapılan heykeller, büstler, törenler, anıt ve dahası. Anıtkabir’e gidip saygı duruşunda bulunanlar, hatta secde edenler...

Atatürk büstüne saygı duruşunda duranlara alışmıştık;

  • " Atam sen kalk ben yatam"
  • " Atam ölümsüz"
  • " Her şeyimizi sana borçluyuz"
  • " Atamın ilkeleri sonsuza dek payidar olacak"
  • " Atam olmasaydı olmazdık"
  • " Kabem, Anıtkabir "
  • " Atamız, ülkeyi yoktan var etti"

Bizler bu söylemleri abartılı buluyorken maalesef, muhafazakar cenah kendi putunu ‘yarattı’ ve AK Parti Genel Başkanına daha öte anlamlar ifade ederek ilahi vasıflar atfettiler.  

Tek tek yazıyorum:

  • " Allah gibi adam"
  • " Allah yaşasaydı Ak partiye oy verirdi"
  • " Allah bir, RTE iki"
  • " Allah bile REİSİ deviremez"
  • " Allah ömrümden alsın, hatta evladımın ömründen alsın, size versin sayın Cumhurbaşkanım"
  • " Eğer Hz Muhammed' den sonra bir peygamber gelseydi, bu RTE olurdu"
  • " Allah'ın tüm vasıfları Cumhurbaşkanımızda tecelli etmiştir"
  • " Asrın hatta ümmetin ve lideri halifesi"
  • " Rızkımızı, reis veriyor"
  • " Ondan başka kim var"
  • " Ondan başka kim yönetebilir ki ülkeyi"

Nasıl bir cehalet bu, cahiliye dönemini bizzat gördük, yaşadık. Aklım almıyor bu saçma sapan söylemleri. Ya siz aklınızı ne ile yediniz?

Keşke bu sözlerin muhatabı da çıkıp, bir daha böyle bir kelam duymak istemiyorum diyerek aşırılığın önünü bizatihi kendisi kesseydi! “Sizin bu söylemleriniz, akla mantığa aykırı, ben bir beşerim, sıradan bir liderim, utanıyorum bu söylenenlere” diyebilseydi.

Bir de cemaat; tarikat, terör örgütü liderlerine yapılanlar, söylenenler var…

Hele de barış sürecinde, PKK ‘liderine’ övgüler yağdıran mevcut hükümetteki siyasilere ve sözde akil insanlara, ne demeli…

Onların PKK liderine söylediklerini normal bulan yine aynı kesim. Tek bir dava açamayan yargı mensupları da iktidarın emir kulları.

Tarikat liderlerinin, eşyalarına kutsallık atfedenler, onların ellerini eteklerini öpüp, avuç açıp, medet bekleyenler de cabası…

Tarikat şeyhini, her yaptığını doğru bulanlar ve şeyhim, şimdi beni görüyor, biliyor ve duyuyor diyenler…

Hz Muhammed ve yüz bini geçen peygamberler niçin geldi?

Putperestliği; köleliği, gelir dağılımındaki eşitsizliği, haksızlığı, adaletsizliği, zorbalığı, zulmü bitirmek, hakkı ve adaleti üstün kılmak için geldi…

Nedir bu kara sevdalıların, körkütük cehaletinden çektiğimiz. Onları bu kadar sarhoş eden, kör eden bu aşkın sırrı ne?

Tatbikîde cehalet; özgüven eksikliği, tembellik, üretememe, korku ve aç kalma endişesi...

Her gün sayıları çığ gibi artıyor.

Koronaya aşı bulundu da bunlara ne bulunur inanın ki bilemiyorum.

Kendini gerçekleştirememiş, okumayan, sorgulamayan, üretmeyen, tembel, cahil beşerin zıvanadan çıkmış bu acınacak halleri; içimizi, ülkemizi ve geleceğimizi günbegün karartıyor…

Dünyanın en iyi psikologları, psikiyatristleri bir araya gelse bunları nasıl ayırt edebilirdi ki?

İçlerindeki bu deli dolu lider aşkı, bu korkunç kitleleri, gün yüzüne çıkarıyor.

Coğrafyamızda ve bazı Asya ülkelerindeki, lidere beslenen aşırı muhabbet, modern putperestliğe dönmüştür.

Lidere kayıtsız şartsız duyulan biat zamanla yöneticileri, güç zehirlenmesi ile hareket eden, hadsiz, bencil ve korkunç otokrat bir zorbaya çevirmiştir…

Haşa inandıkları tanrıdan bile bu kadar korkmuyorlar.

Otokratlar; bu körkütük, dalkavuk, riyakâr, yalaka toplumun, ölümcül, yıkıcı kara sevdasıyla, güç oburu hale gelmiştir.

Haliyle istibdat, böyle liderlerin olduğu ülkelerde ve toplumlarda kaçınılmaz bir son olmuştur.

Bu karanlık kitleler, ilginçtir ki her iyiliği ve güzelliği liderine atfediyor, her kötülüğü de liderinin hedef gösterdiklerinde buluyorum.

Lider aşkı, toplumsal bütünlüğü ve millet dayanışmasını bitirdi.

Kuran'da; adaletin, hakkın, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, refahın, huzurun sembol lideri Hz Muhammed'in adı dört defa geçerken,

Zorbalığın; istibdatın, tiranlığın, otokratların, zulmün, adaletsizliğin, savaşın, haksızlığın, hukuksuzluğun, eşitsizliğin, köleliğin, tutsaklığın sembolü olan Firavun ismi, yetmiş dört defa geçmiştir.

Çok ilginç değil mi?

Liderliğin ölçüsü nedir, ne olmalıdır? Bu durumu iyi bilmek, gerekir.

Hz. Muhammed’i sahabeleriyle bir arada iken, bulundukları ortama gelen bir zat, yanındakine şu soruyu sormuş" Hangisi Muhammed?"

Tek başına bu soru bile, bize liderliğin ölçüsünü vermiştir aslında.

Hz Muhammed'in tek bir koruması yoktu.

Vefat ettiğinde tek dirhem mirası, malı yoktu.

Bugün maalesef liderler zenginlik içinde yüzerken halk yoksullukla cebelleşiyor.

Lider; her haliyle ahlâklı, erdemli, akıllı, ruhen, aydın, liyakatli, adaletli, saygın aynı zamanda mütevazi olandır. Yönetenler, ilim, irfanda, ahlâkta, adalette, hak, hukukta, her haliyle temsiliyette en iyisi olmalı. Halkıyla iç içe olmalı.

Lider aşkı, seni de liderini de bitirir.

Hiçbir fani beşerî yüceltmeyiniz!

İman ediyorsanız, inanıyorsanız, sadece ve sadece Allah'ı yüceltiniz!

Bir insana hayranlık duymak, Allah'ın yasalarına uygun değildir. Şirk hayranlık duygusu ile kol kola yürür. Bu noktada ölçüyü merkeze alarak yöneticilerin insan olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz.

En sadık yâr ve övülmeye en lâyık olan O' dur. Şura 28.

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır