Uzun süredir Türkiye gündeminde yer alan ve akıbeti tartışılan yeni parti kurma girişimleri son günlerde daha bir netleşiyor gibi görünürken “Yeni Parti ve Yeni Siyaset” ‘te yöntem, teşkilatlanma, üye sistemi vb. nasıl olmalı?
Parti merkezden yerele mi yerelden merkeze mi inşa edilmeli? Her iki modelin avantajları ve dezavantajları neler olabilir?
Bütün bu hususların ayrıntılı değerlendilmesi yeni parti oluşumu ve başarısı için oldukça önem arz etmektedir.
Görünen o ki;
• “Yeni Parti, Yeni Siyaset” ancak ve ancak tabandan, tepeye doğru bir teşkilatlanma modeli ile olur.
1946 yılından bugüne tüm siyasi partiler merkezden yerele doğru organize olmuştur. Bu kısır döngüyü kırmak ve yeni bir örgütlenme modeli sunmak gerekmektedir.
Biz aşağıda sunacağımız modelimize “yeni siyaset, yerelden inşa” adını verdik.
• “Yeni parti, Yeni siyaset” ancak ve ancak herkese yer açtığı müddetçe var olabilir.
Siyaset bir anlamıyla menfaatler oyunudur. Hem kamunun menfaatlerini göz önünde tutarken hem de siyaset aktörlerinin kişisel menfaatlerini göz ardı etmemek gerekmektedir. Maalesef ülkemizde siyasi partiler şahsi menfaatlerin veya dar grupların esiri haline gelmiştir. Mevcut partilerde görülen en önemli arıza, “küçük hesapların” partinin tüm katmanlarını sarmış olmasıdır. Özellikle il ve ilçe teşkilatlarında siyasi veya maddi hesaplar içerisinde olan yöneticiler partinin tabanda genişlemesinin önünde en büyük engeldir. Yer kapma, köşe kapma dürtüsü partileri içten içe çürütmektedir.
• “Yeni parti, Yeni siyaset” ancak ve ancak e-parti olarak var olabilir.
Yeni partinin teknolojinin sunduğu imkânları en iyi şekilde kullanması gerekmektedir. Mevcut partilerin tamamı teknolojinin sunduğu imkânların kat be kat gerisinde kalmış, demode organizasyonlardır. Yeni parti üyelerine özel, parti aplikasyonlarına sahip olmalı, üyelerine anında anket uygulamaları yapabilmelidir. Üyelerinin, görüş ve önerilerini hızla değerlendirebilmelidir.
Siyasi partiler kanunu “yeni siyaset, yerelden inşa” modeline engel midir?
Hayır!
Mevcut kanun bilinen aksine hem demokratik hem de anti demokratik unsurları içerisinde barındırır. Kanun bir siyasi partinin gideceği yolu partilerin genel başkan ve yönetimlerine bırakmıştır. Maalesef bugüne kadar siyasi parti genel başkanları ve partiler kanunun sunduğu yetkileri her zaman için anti-demokratik unsurlarını kullanarak partileri yönetmişlerdir.
“Yeni Siyaset, Yerelden İnşa Modeli”
1. Parti üye kayıt merkezleri;
Parti, Kurucular Kurulu, tüzük ve program ile İçişleri Bakanlığına müracaat yapılıp, parti kurulduğu andan itibaren başta Ankara olmak üzere belirli merkezlerde, her birinin başında kurucular kurulu üyeleri olmak üzere, yeterli personel ve teknik altyapıya sahip, kamuoyuna açık adreslerde parti üye kayıt merkezleri anında açılmalı. Siyasi şartları sağlayan herkes bu kayıt merkezlerine gelerek partiye üye olabilmelidir. Üyelerin bilgileri parti veri tabanına işlenmeli ve kısa süre içerisinde isteyen herkesin üye olması sağlanmalıdır.
Üye kaydının yapıldığı dönem içerisinde partinin kurucular kurulu yurdun dört bir tarafında geniş katılımlı istişare toplantıları düzenlemeli, partiye hem katılımı sağlamayı hem de sağlıklı bir yönetim yapısının oluşmayı hedeflemelidir.
Buradaki temel amaç, il ve ilçe teşkilatları kurulmadan yeni partinin bir parçası olmak isteyen herkeste en hızlı şekilde parti aidiyetini geliştirmek, üyeleri söz sahibi yaparak yeni partiye aidiyeti kuvvetlendirmektir. Ayrıca, partinin dar bir kadronun eline hapsolmadan tamamen tabana yayılmasını sağlamaktır.
2. E-parti uygulamaları
Parti kurulduğu andan itibaren partinin web-sitesi, sosyal medya hesapları anında aktive edilmeli. Ayrıca Android ve İOS uygulamaları anında kullanıma sunulmalı. Parti üye kayıt merkezine üye olan herkesin bir uygulamaya sahip olması sağlanmalı hem üyelere uygulamalar üzerinden parti ile ilgili bilgilendirme, haber akışı sağlanırken, hem de üyelere zaman zaman anket çalışmaları yapılmalıdır. İlçeniz de kimi ilçe başkanı görmek istiyorsunuz, kimler yönetimde olmalı gibi çalışmalarla teknoloji üzerinden partiye katkı sağlanmalıdır. Bu çalışmalarda katılımcı demokrasiyi sağlamak için kullanışlı olacaktır.
3. İl ve ilçe teşkilatlarının belirlenmesi;
60 günlük sürenin bitimin sonunda, kurucular kurulunun üyelerinin başkanlığında, önceden duyurulan adreslerde ikametgâhlara göre ayrıştırılan üyeler kendi aralarında yapacağı bir kongre/yoklama ile kendi ilçe ve il yönetimlerini demokratik usuller ile seçecekler, bu kongrelere arzu eden sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katılarak oy kullanabilecektir.
Bu yöntemle ile belirlenen il ve ilçe teşkilatları hızlıca kamunun yetkili makamlarına bildirilecek. Teşkilatların resmen kurulumu ile birlikte parti üye kayıt merkezlerindeki bilgiler, ilçe teşkilatlarına aktarılacaktır.
Özetle; üye havuzunu oluştur, üyeler ile istişare et, kaynaştır, sonrasında birbirleriyle yarıştır, kimseyi küstürmeden en ideal teşkilatı kur…
“Yeni Siyaset, Yerelden İnşa Modeli” uygulamasında ne gibi aksaklıklar çıkabilir?
1. Süre uzun tutulduğu için merkezi iktidarın üye olmak isteyenler üzerinde baskısı olabilir.
2. Genelde “önceden milletvekili olmuş, siyaset yapmış kişiler” kendi il ve ilçelerinde kendilerine uygun bir teşkilat yapılanması istediği için üyelikleri sınırlı tutmaya çalışabilir. Kendilerine yakın isimleri il, ilçe başkanı olarak görevlendirmesi noktasında baskı yapabilirler. Bu durumu aşmak için kamuoyuna açık ve şeffaf bir süreç yönetilmeli, mümkün olduğu kadar il ve ilçelere gidecek heyetleri tarafsız kişilerden, herkesi kucaklama potansiyeli olan insanlardan oluşturmaya özen gösterilmeli. Liyakat, temsil kabiliyeti gibi kriterler hiçbir zaman elden bırakılmamalı.
3. Merkezi iktidarın baskısıyla, toplantı salonu ayarlamada zorluklar çıkabilir. Yerelde tüzel kişilik daha olmadığından yer izni valilik ve emniyet tarafından vermeyebilirler. Bu izinler genelde bir derneği, bir vakfı kullanarak “hülle yöntemiyle” alınabilir.
4. Üye olmayı düşünen kişilerin hukuk bilgisi zayıf olma ihtimali yüksek olduğu için çeşitli aksaklıklar yaşanabilir. Bu durumu aşmak için avukatlar ve siyasi tecrübesi yüksek kişilerden bir merkezi “Hukuk Koordinasyon Kurulu” oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm sürecinin sağlıklı bir hukuki zeminde işlemesine refakat etmelidir.
Sonuç itibariyle; yerelden inşa edilen katılımcı bir siyaset modelinin ülke ve dünya gerçeklerine uygun olacağını düşünüyoruz.
Başkan teşekkürler
Misafir