02 Kasım 2025


İKİ İNTİHAR: ZWEİG VE HİTLER



Faik ÖCAL

A- A+

İyimser değilken insandan umudumu kestim, demek istedim bayım! Berlin’de Führerbunker’de hayatına son veren Hitler ile Brezilya’nın Petropolis şehrinde intihar eden 

Zweig’in sonlarını düşünüyorum.

Zweig Hitler’den korktuğu için intihar etmedi bayım. Zweig, Hitler’deki insan karanlığını büyüklüğünü ve kudretini gördüğüm için intihar etti. Zweig’in intiharını açık ve net görüyorum. Sonra milliyetçi Cem’in gözleri, hep üzerimde, yapışık. Aynı kirli ve kindar bakışlar.

Siz beni anlayamazsınız bayım. Zıt yolların yolcusuyuz. Siz ölümü kutsuyorsunuz her halinizle, biz yaşamı tutuyoruz ağır bedeller ödemek pahasına. Siz bir avuç topraktan gözlerinizi açtınız, bir avuç külle gözlerinizi kapatacaksınız. Biz yaralarımıza gökyüzünün tuzunu bastık bayım.

Bizim tek bir mezarımız yoktur, tek bir yönümüz hiç olmamıştır. Biz başkalarının acısını acımız, başkalarının sevincini sevincimiz biliriz. Spartaküs ile birlikte Roma’ya başkaldırırız, Garibaldi ile birlikte İtalya’nın kalbine yürürüz, Alman Direnişçilerle birlikte Hitler’i ortadan kaldırma planları yaparız. Siz bizi hiç anlamadınız bayım.

Sizin tek bir bayrağınız, tek bir devletiniz, tek bir milletiniz, tek bir diliniz, tek bir ırkınız, tek bir dininiz vardır. Sizin her şeyiniz ötekilerini dışlama üzerinedir bayım. Biz size de yanımızda yer veririz gerektiğinde, sizin için de savaşırız haksızlığa uğradığınızda; ama siz bırakın bizim hakkımızı aramasını, tek bir gayeniz vardır: Bizi öldürmek, bizim gibi düşünenlerinin kökünü kazımak. Siz kök kazıcısınız bayım, biz kök ekici; aramızdaki fark bu.

Siz insanca sevmeyi ve insanca ölmeyi bilmezsiniz bayım. Her şeyi kendinize indirgersiniz, o kadar bencilsiniz; çünkü sadece ve sadece kendiniz için yaşamayı öğrendiniz. Herkes ve her şey size hizmet etmek için vardır. Size hizmet etmeyen kötüdür, işe yaramazdır. O kadar oportünist ve pragmatistsiniz.

Bizim tek bir isteğimiz vardır bayım: İnsanca yaşamak, insanca sevmek ve insanca ölmek. Çok şey istemiyoruz bayım. Haddimizi biliriz, ölümlü olduğumuzu, dünyada geçici olduğumuzu unutmayız; ama kalıcı güzellikle ve iyilikler için yaşamasını ve gerektiğinde de korkmadan ölmesini biliriz.

Hitler’in sesini duyuyorum bayım; soğuk ve cırtlak. Biliyor musunuz bayım? Hitler de intihar etti uzatmalı sevgilisi Eva Braun ile birlikte. Cesetlerini de yaktırdılar. İki intihar: Zweig ve Hitler. Zweig, Hitler’de tecessüm eden insan karanlığının büyüklüğünü ve kudretini gördüğü için, bu karanlığın sonunu getirmek için intihar etti. Hitler o karanlığın sonuna geldiği için intihar etti. Anlayacağınız yine karanlık aydınlığa yenildi.

Almanya’da kimse Hitler’in adını dahi ağzına almak istemiyor bayım. Hitler’i övmek suçtur Alman yasalarına göre. Ama Zweig yazdıklarıyla kalplerimizde yaşıyor bayım. Biliyor musunuz bayım? Zweig, Hitler’in kitaplarını yaktırdığı ilk yazarlardan biridir. Ne oldu? Zweig küllerinden yeninden doğdu, sonsuzluğa uzandı, iyiliğin ve güzelliğin ebedi muştusu oldu ama Hitler küllerinin altında kalakaldı adi bir utanç, kara bir leke olarak.

Ölüm hücresinden hiç çıkmadın bayım. Bense sizi oradan çıkarmak için yaşam merdivenini uzattım. Dönüp bakmadınız bayım; çünkü sizde yaşam merdivenini görecek gözler yok. Bu sizin suçunuz bayım. Öldürmekten, yok etmekten başka bir şey bilmediniz. Kafanızdaki ‘kutsal kelimeler’e göre insanlara ölümler dağıttınız, kefenler biçtiniz, sınırlar çizdiniz.

Biz yaşamın bu tarafındayız bayım. Yaşamak ve yaşatmak için varız. Toprağın içindeki tohuma gönül veriyoruz. Sizse yakılmış ormanlara bakmaktan, yıkılmış şehirlerin içini gezmekten zevk alıyorsunuz bayım.

Hitler’in çocukları hiç olmadı bayım. Sizin de soyunuz kuruyacak, umut bağladığınız çocuklarınızı size baş kaldıracak; hak ve adalet yerini bulacak. Zweig’in sevenleri her yerde bayın. Her geçen gün sevenleri artmakta, zaman onu haklı çıkarmakta, yıldızı daha çok parlamakta.

Biz işimizi yapacağız bayım: Zweig’in göğüne özgürlük kuşlarını ve barış güvercinleri uçurmaya devam edeceğiz. Siz de işinizi, size yakışanı yapacaksınız: Kirli ellerinizle kanlı silahınızı Zweig’in göğüne tutup özgürlük kuşlarını ve barış güvercinlerini hedef alacaksınız. Belki arada tutturursunuz; barış güvercini Rosa Luxemburgları vurursunuz, özgürlük kuşu Bertolt Brechtleri yaralarsınız; ama unutmayınız bayım bir barış güvercini gider binlercesi gelir, bir özgürlük kuşu yaralanır yardıma milyonlarcası gelir.

Bizim özgürlük ve barıştan başka ülkümüz ve ülkemiz yok bayım. Sizinse öldürmekten ve yok etmekten başka bildiğiniz bir şey yok. Biz insani yaralarımıza toprağın tuzunu bastırırız Sebastiao Salgado’nun elleriyle. Biliriz ki kutsal olan sadece yaşamdır ve yeryüzünün tuzu insan kardeşlerimizin kanıyla yıkanmıştır. Sizse bir avuç topraktan başka bir şey değilsiniz bayım. İlk fırtınada savrulup gidecek bir avuç kül.

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır