29 Mart 2024


Dünya’yı Kendi Mahallesinden ibaret Görmek



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Pencereden gördüğü ile değişmez insanın Dünyası,

Aynı simalar aynı düşüncelerle ziyan olur zamanı!

----

 

Ülke olarak özelikle 2015 yılından itibaren sistemli ve planlı bir şekilde uygulanan kutuplaşma siyaseti ile ayrı mahallelere bölünmüş bir şekilde yaşıyoruz.

Politikacıların popülist söylemleri, ideolojik tutumları, medya organlarının yayın politikaları toplumdaki ayrışma çizgilerini daha çok keskinleştirmiştir.

Toplumsal bölünmeler, her kesimi kendi mahallesine adeta hapsetmiş, nerdeyse birbirleriyle iletişimleri dahi kesilmiştir. Vahim olan, bu bölünmelerin kalıcı olma ihtimalinin yüksek olmasıdır.

Ergün Özbudun Hoca, popülist politikalara ilişkin Jan Werner-Müller’in şu tespitini aktarır:

“Popülistler, kendilerinin ve yalnız kendilerinin halkı temsil ettiğini iddia ederler… Rakiplerini ahlâk düşkünü, yolsuzluğa batmış elitlerin bir parçası olarak tasvir ederler, iktidarı kullanırken her türlü muhalefeti meşru olarak tanımayı reddederler. Popülist mantık, popülist partileri desteklemeyen hiç kimsenin, her zaman dürüst ve ahlâken saf olarak tanımlanan halkın gerçek bir parçası olamayacağı anlamına gelir.” (Jan Werner-Müller, What is Populism? Philadelphia, University of Pennsylvania Press, 2016, s. 4).

Hoca’nın da belirttiği gibi kutuplaştırma siyaseti, sadece ülkemize has bir özellik değildir. Bütün popülist rejimlerin ortak özelliğidir.

Ülkemizde Parti liderlerinin siyaset dili, popülist söylemlerle birbirlerini ihanetle suçlamaları toplumu da düşman kamplara bölmüştür. Her kesim hayata ve siyasete kendi penceresinden ve ideolojik anlayışından bakmakta, karşı tarafın hiçbir görüşüne itibar etmemekte ve saygı göstermemektedir.

Her kesim bir diğerine karşı öfke ve kin beslemekte ve karşı görüşlere yobaz ve bağnaz davranmaktadır.

Şüphesiz popülist politikaların sorumlusu sadece iktidar partileri değil, muhalefet partileri de bu popülizmden sorumludurlar. Çünkü siyasetimizi besleyen popülizmdir.

2023 seçimlerine yaklaşık bir yıl kala siyaset dilinin daha da sertleşerek devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda toplumsal bölünmelerin çatışmaya dönüşmesini ve bundan nemalanmak isteyen politikacıların ve ideolojik çevrelerin olduğu da sır değildir.

Demokratik siyasetin gereği olan rekabet yerine ilkel siyasetin gereği olan çatışmayı, kavga ve düşmanlığı tercih etmek, kuşkusuz üçüncü dünya ülkelerinin siyaset tarzıdır. Türkiye’nin bu noktaya gelmesi hem çok üzücü hem de hepimizi tedirgin etmektedir.

Elbette Türkiye toplumu homojen değildir. Çoğulcu toplumlarda fikir ayrılığı ve farklı siyasi tercihler zenginliktir. Farklı mezhep, dini ve etnik aidiyetlerin olması da toplumsal çeşitliliğimizin gereğidir. Bunlar arasında ayırımcılık yapmak, kutuplaştırarak siyasi rant elde etmek ülkemize yapılacak en büyük kötülüktür.

Mevcut partilerin çatışmacı siyaset tarzını benimsemesi, sözünü ettiğim kötülüklere zemin hazırlamaktadır.

Toplum olarak sorumluluğumuz ve özellikle biz gençlere düşen, makul ve mutedil bir tutum sergilemektir. Mezhebi ve etnik aidiyetlerimizi politikacıların popülist söylemlerine alet etmemektir.

Farklılaşmayı mezhep ve aidiyetlerimiz üzerinden değil, politik tercihlerimizle ortaya koymalıyız. Kendi mahallemizin dışına çıkarak ve diğerleriyle ortak paydalarımızın olduğunu ve bu paydalarda birleşmek zorunda olduğumuzu göstermek zorundayız.

Hiçbir parti ve lider ortak paydamız değildir. Partileri ve liderleri siyasi hizmetlerine ve iddialarına göre tercih etmeliyiz. Ülkemizi, kimin daha adil ve şeffaf yöneteceğini dikkate alarak tercihlerimizi ortaya koymalıyız.

Bizi ayrıştıran, kutuplaştıran, bölen siyasi partilere ve politikacılara prim vermemeliyiz. Popülizm yerine gerçekçi, sorun çözen, kuşatıcı bir siyasete ihtiyacımız olduğunu unutmayalım.

Mahallelerimiz farklı olabilir ancak ülkemiz aynıdır ve hepimiz için aynı değerdedir. Türkiye hiçbir kesimin mahallesinden ibaret değildir.

---

Duyduğun bu övgü ve alkış sadece kendi mahallendense,

Başka mahalleleri görmeni engellemek içindir bu oyun!

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır