Baktım ki herkes her şeyi bilmekte

Ya Rab, Bir ben miyim bu cahil…

--

Bakış açısı, sözcük olarak ‘’ bir olayda, konuyu, düşünceyi belirli bir noktadan değerlendirme, olaya belirli bir yönden bakma; görüş açısı, görüş’’ anlamına gelmektedir. Herhangi bir duruma, bir olaya dair bilgilendirme yapılırken durum veya olaya ilişkin görüşün ortaya konulmasıdır.

Hukuk alanına giren bir konuda ya da siyasi, ekonomi gibi herhangi bir konuda bilgi temelinde farklı görüşler ve yorumlar ileri sürmek bir bakış açısıdır.

Bilgiye dayanmayan yaklaşımları “bakış açısı” olarak tanımlamak doğru değildir. Daha çok gelişmemiş toplumlarda rastlanan ‘her konuda görüş ileri sürme alışkanlığı’ bir bakış açısı değil, hastalıklı bir ruh halidir.

Bizim gibi toplumlarda, çok sık rastlanan bir davranış biçimi olarak, hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadığı halde her konuda bir fikir ileri sürmek gibi alışkanlıkların çok yaygın olması, bilgi eksikliğimizin derecesini göstermektedir.

TV ekranlarında çok sık rastladığımız gündeme ilişkin değerlendirme programlarında hep aynı kişilerin çok farklı konularda yorum yapmaları bir örnek olarak verilebilir.

Bu durum sadece herkesin her şeyi bildiğini sandığı kısır bir döngüden ibarettir. Savaş, ekonomi, siyaset, din, eğitim, güvenlik, uluslararası gelişmeler gibi neredeyse her konuda aynı insanların değerlendirmelerde bulunmaları, toplumsal bakış açısının da sorunlu olduğunun göstergesidir.

Ne yazık ki bu durum, toplumu aldatmaya, kandırmaya, yönlendirmeye yönelik yapıldığını da unutmamak gerekir. Politikacı ve yöneticilerin daha çok başvurduğu bu yöntem, toplumda istenilen algının oluşmasında en etkin yollardan biridir.

Devamlı aynı kişiler ve aynı yöntemlerle propaganda bombardımanına maruz kalan toplum, sağlıklı düşünme meleğini yok etmekte, oluşturtulmak istenen algının esiri olmaktadır.

Din alanında da aynı yöntem söz konusudur. Diyanet marifetiyle ülkenin tamamında aynı konular işlenmekte ve bütün camilerde aynı hutbeler okutulmak suretiyle bilgiye dayalı farklı yorumların/bakış açıların önü kesilmektedir.

Böylece konular, ilgisiz insanlar arasında tartışılmakta ve ilgisiz bakış açıları ortaya çıkmaktadır. Fikir ve görüşlerde çoğulculuk ve özgürlük bir insan hakkıdır. Kimsenin fikir ve görüşlerine sınır konulamaz ancak bu özgürlük insana, bilmediği konularda ahkâm kesilme hakkı vermez. Her konuda bir bakış açısı ortaya koymasını gerektirmez.

Ülkemizde, özellikle din ve siyaset konularında bir karmaşa ve kaos yaşandığını söyleyebiliriz. Bir insanın Diyanet görevlisi olması veya sarık-cübbe gibi dini zannedilen kıyafetler giymesi din hakkında bilgi sahibi olduğunu göstermez, bu insanların din konusunda kendine göre bir bakış açısı ortaya koymaları doğru olmaz.

Bir siyasetçinin ülkede var olan gerçekler hakkında verilere, gerçekliğe dayanmayan aykırı fikirleri de bakış açısı değildir. “Ağzı olan konuşur!” misali her konuda konuşması bir bakış açısına sahip olduğunu göstermez.

Kanaatime göre, bir bakış açısı ortaya koymak için öncelikle ilgili konuda bilgi sahibi ve adil olmak gerekir. Bu iki ilkeye dayanmayan görüş ve yorumların, dolayısıyla bakış açılarının bir kıymeti de, topluma bir yararı da olmaz. Bu durumda benim bakış açım; bilmediğimiz konularda dinleyici olmaktır.

--

Bilgin yoksa konuşmak zarardır aleme

Susmak bir erdemdir bunu bilene…