26 Nisan 2024


Sen de bir şey yap!



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Değişmiyor düzen,

Ben onu sevince...

Yine sömürülüyor insanlar

Kapitalist canavarlarca,

Ve eziliyor insanlar

Adaletsiz faşist krallara...

Ne denizleri aşabiliyor savaş mağduru çocuklar

Ne de karınları doyuyor aç çocukları Afrika’nın!

 

                  21. yüzyılın bilgi ve teknoloji cağında ve Kuran’ın aydınlattığı bir dinin mensupları olarak Cahiliye çağı düşünceleriyle, fikirleri ve inançlarıyla şekillenmiş bir toplumda akıl sağlığını koruyabilmek gerçekten bir mucize…! Daha kötüsü aynı anlayış tarafından yönetilmek…! Bu durumda aklı korumak, sağlıklı düşünmek, ortak bir gelecek tasavvuruna odaklanmak nasıl mümkün olabilir ki?

                  Adalet, eşitlik, hak, hukuk, özgürlük, ahlak, geleceğe dair tasavvur, iş, meslek, aş vb. yoksunluğu/eksikliği örtbas etmek adına üretilen ikiyüzlü, sahte politikalar aklımızı alıyor, canımızı yakıyor..! Yaratılan dış düşmanlar, iç düşmanlıklar, uydurulan ihanetler, hayali hainiler ve algı oluşturmak için söylenen on cümleden on yalan…!

                 Peki, bizler şikâyet etmekten başka ne yapıyoruz? 21. yüzyılda bir kabile toplumu ve otoriter bir devlet olmayı kabullenecek miyiz? Gönül verdiğimiz partilerden hangisi söz konusu yapıya karşı çıkmakta, karşı politikalar geliştirebilmektedir? Öyle ki parlamentoda bir milletvekili ile de olsa temsil edilen partilerin tamamı aynı kısır döngü içinde fırsat kollamakta…! Hiçbir partinin tabanı da kendi partisini sorgulayamamakta, eleştirilerini ancak karşı partilere yöneltebilmektedir..! Eleştirilmeyen politikaların, sorgulanmayan partilerin ve liderlerin mevcut durumu değiştirmelerini beklemek bir teslimiyet ve biat anlayışının sonucudur. Ne yazık ki bu durum, yalnız iktidar partisi için değil, bütün partiler için geçerlidir.

                Oysa mevcut durumu ve çağdışı siyasi tabloyu bizler değiştirebiliriz. Mevcut siyaset anlayışını bir cahiliye anlayışı olarak tanımlayıp herkesin destek verdiği partisini, bağlılık duyduğu liderini sorgulamayı başardığında ilk adımı atmış oluruz. Bu ilk adım, bizleri erdemli bir toplum üyesi yapacak, onurlu insanlık ailesine katacak bir yolculuğun başlangıcı olacaktır. Bunun için, partilerimiz ve politik tercihlerimiz farklı da olsa, kendimiz için istediklerimizi herkes için dil/ırk/din vb. ayrımı yapmadan istemeli; kendimiz için istemediğimizi yine dil/din/ırk ayrımı yapmadan başkası için de istememeliyiz. 

    Bu bağlamda öncelikle politik tercihlerimizi, aidiyetlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Körü körüne, sorgulamadan bağlanmak akıllıca da değil, insani bir durum da değildir. Değişim, sadece isteyenler, sorgulayanlar, araştırıp doğruyu öğrenenler için mümkündür. Zorlayıcı olamayız ancak değişim için bir şeyler yapmak lazım ama hep birlikte. Sadece sen veya ben, o parti veya bu parti ile değil, bir bütün olarak insan hak ve özgürlükleri, çoğulculuk, demokrasi, Adalet gibi kavramlar temelinde eşitçe… Bir şeyler yapmak lazım! En azından ‘’bir şeyler yaptık’’ diyebilmeli insan yaşarken. Sabahattin Ali’nin “İçimizdeki Şeytan” kitabında dediği gibi; ‘’ Hayatta hiçbir şey yapmamış olmak gibi korkunç ve utandırıcı bir şey var mı?’’

                        Kısacası Şiirin başında söylediğim gibi hiçbir şey tek başına olmaz. İşte bu yüzden;

Değişir oysa düzen,

O da beni severse...

Yıkılır diktatörlükler

Zelil olur zalimler

Ve kahrolur emperyalist canavarlar!

Denizler yarılır yol olur,

Karnı tok uyur Afrika’nın aç çocukları!

Sadece benim onu sevmem

Sıradan bir olgu Velhasıl-ı Kelam

Mucize olan onun da beni sevmesi!

Ve Gün gelir, O mucizeler devrim olur.

Öyleyse bir iyilik yap tüm dünyaya!

Sen de ‘Beni sev’ …     

 

 

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır