Sivil-siyaset platformu ile baÅŸlayan siyaset yolculuÄŸumuz, dün olduÄŸu gibi bugün de bir parti veya ideolojinin yönlendirmesinde deÄŸildir. Ä°ktidar partisi dâhil, hiçbir partinin karşıtı veya yandaşı da deÄŸildir. Sivil-Siyasi ilkelerinde hiçbir deÄŸiÅŸiklik olmadan bağımsız, baÄŸlantısız ve özgür düÅŸünce ekseninde yolumuza devam etmekteyiz.
Adının “Sivil siyaset” olmasından yola çıkarak askeri vesayetin bir karşıtı olarak deÄŸerlendirenler olabilir. Bu algı, yakın tarihe kadar TSK’nin siyasetin merkezine yerleÅŸmiÅŸ olmasından kaynaklandığı için doÄŸru görünebilir.
Ayrıca siyasetin kendisinin zaten sivil olduÄŸu, bu nedenle de sivil siyaset tanımlamasının doÄŸru olmadığı da söylenebilir. Bu yaklaşımlar teorik olarak doÄŸru olsa da -Sivil siyaseti; militarist, otoriter siyasete ve Tek Adam rejimine bir itiraz olarak tanımlamak ve deÄŸerlendirmek daha doÄŸru olacaktır.
Çünkü baÅŸta siyasi partiler olmak üzere neredeyse bütün siyasi kurumlara otoriter anlayış hâkim olmuÅŸtur. Her partide lider oligarÅŸisi giderek güçlenmektedir. Vahim olanı, bunun demokrasi iddiasıyla yapılmış olmasıdır. Daha önemlisi, otoriter siyasetin toplumun büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından kabul görmesidir. Ne yazık ki siyasetin öncülüÄŸünü yaptığı otoriter anlayış, toplumsal kültüre ve bir siyaset tarzına dönüÅŸmüÅŸtür. Takdir edersiniz ki bu son derece tehlikeli bir antidemokratik gidiÅŸtir.
Sivil-Siyaset Hareketi olarak amacımız; bu gidiÅŸi fark edenlerle birlikte bir sivil-siyasi güç oluÅŸturmak, otoriter siyasetin cazibesine kapılmış siyasetçilerimizin dikkatini çekmek ve demokratik siyasete giden yola gücümüz oranında katkı sunmaktır.
Yine, otoriter siyaset anlayışı ile birlikte çatışmacı, kavgacı, kutuplaÅŸtırıcı, inkârcı bir siyaset dili de geliÅŸtirilmiÅŸtir. Neredeyse partiler, tamamıyla gerilim, kamplaÅŸma ve kutuplaÅŸmaktan beslenmektedir. KuÅŸkusuz gerilim ve cephe siyaseti Türkiye toplumunu giderek ayrıştırmakta ve farklılıkları düÅŸmanlık ve çatışma için gerekçe yapmaktadır. Kanaatime göre, toplumsal bütünlüÄŸümüzü asıl tehdit eden; farklı kesimlerin temel hak ve özgürlük talepleri deÄŸil, bu gerilim ve çatışmacı siyaset, bu zeminde kullanılan dil ve üsluptur.
Bundan hareketle, ötekileÅŸtirmek, ayrıştırmak üzerine geliÅŸtirilen siyaset dilinin toplumda ciddi bir karşılığı olsa da, toplumsal barışımız için birleÅŸtirici bir siyaset diline ihtiyacımız olduÄŸunu düÅŸünerek yola çıktık.
Ortak akıl ve vicdan, ortak tarih ve medeniyet kodlarımızla birlikte yaÅŸamak zorunda olduÄŸumuza göre, sorunlarımızı da ortak bir dil ile konuÅŸmak, müzakere etmek mecburiyetinde olduÄŸumuza inandık.
Bu baÄŸlamda Platformu tanımlamak gerekirse: Sivil-Siyaset Hareketi, farklı siyaset geleneÄŸinden gelen ve farklı politik tercihleri olan, ancak ortak gelecek ve ortak paydalarda buluÅŸmayı önemseyen kiÅŸilerin katılımıyla gerçekleÅŸtirilen bir sivil-siyaset zeminidir.
Sivil-Siyaset Hareketi, herkesin farklılığına, deÄŸerlerine, kutsallarına, duyarlılıklarına, politik tercihlerine saygılı olmayı ve bunları müzakere konusu dahi yapmamayı esas alır. Kimlik siyasetinin içine sıkışmış bir anlayıştan uzak durmayı ve yeni bir iliÅŸki üreterek siyaseti doÄŸallaÅŸtırmayı ve özgürleÅŸtirmeyi hedeflemektedir.
Misafir