29 Mart 2024


Nötrleşme



Faik Öcal

A- A+

Ziyadesiyle nötrleştik, asıl rengimizi kaybettik, başkalarında bölüştürüldük. Ne siyahın koyuluğunu hatırlayabiliyoruz eskisi gibi ne de beyazlığın şeffaflığına hasretiz yeni bir yüzle.

Negatif kutuplardan çıkaramıyoruz kendimizi. Kendimize ihanet ediyoruz, başkalarının canına kıyıyoruz, bizden sonra gelecek olanların yaşam haklarını gasp ediyoruz. Pozitif kutuplarda önümüze çıkana yol veriyoruz. Oysa güneş çift kutupludur, aynen dünya gibi. Doğuda çıkar güneş, batıda gider. İstikameti bellidir. Biz kendimiz güneşi nötrleştiriyoruz, kurşuni göklerin sevdasına düşüyoruz. Güneşin türküsü basit ve sadedir gelmek ve gitme arasında. Biz gelmek ve gitmek arasına nötrleştirdiğimiz bir sonsuzluğu sıkıştırmaya çalışıyoruz.

X, Y, Z isimli nesillerimiz var insanlık alfabesinde. Sona geldik, farkında değiliz. Dilimizi yitirdik. Dilimizi cinsiyetsizleştirdik. Ne eril bakan kelimelerimiz bizi tutuyor ne de dişil kokan sözcüklerimiz bizi teselli ediyor.

Nötrleşme başkalarına açılan kapıları kilitlemektir.

Nötrleşme ötekine açılan pencereleri kapatmaktır.

Nötrleşme bir alfabenin suskunluğuna çaresizliklerini gömmektir.

Gerisi yoktur, gerisi lafügüzaftır, gerisi hiç olmamıştır.

Nötrleşmiş gözlerle ne Adem’in ellerini tutabiliriz eski bir başlangıç ile ne de Havva’nın gözyaşlarına dokunabiliriz müşfik bir tebessüm ile. Havva ile Adem’in çocuğu değiliz. Nötrleşmiş hayatlarımızla onlara ulaşamayız. Onların bizi tanıyacağı da şüphelidir. İlk yaratılışı üzerine duran çok az şey kaldı. İçindeki hilkat atıyla yeni güne başlayan ve günü hitama erdiren kaç kişi var. İlkbahar çiçekleri ile hilkat atının rüyalarına giremiyoruz artık. Aklımız çok hesaplı çalışıyor, kalbimize sürekli vesvese pompalıyoruz kan yerine.

Nötrleşme yolunu, yönünü, istikametini kaybetmektir.

Nötrleşme nerden gelip nereye gideceğini bilmemektir.

Nötrleşme hedonizm bataklığında bir başına debelenmektir.

Oysa insan eksi ve artık kutuplar arasında yolculuk yapan tek metafizik canlıdır. Fiziki olarak buraya bağlıdır öteki canlılarla beraber; ama meta olarak ötelidir bir başına, sonrasıdır her daim.

Nötrleşme söyleyecek şok şeyi olup da hiçbir şey söyleyememektir.

Nötrleşme kendini çığlık çığlığa susturma ustalığını kazanmaktır.

Nötrleşme gözyaşları ile yağmur sularının tadını ayırt edememektir.

Zulüm karanlık çalar her daim eksi’k yerlerde. Adaletin aydınlık yüzü bütün boşlukları tamamlar artı’k. Kalbi et parçasına dönüştüren zulümdür, kalbi görünmez bir hale yapan da adalettir. İnsan gerçekten bir başkasını sevince kalbindeki et parçasının hale dönüştüğünü hisseder. Sadece kendini seven, bir et parçasından ibaret olan kalbinde boğulur.

Nötrleşme et parçası ile hale arasındaki bariz farkı görmemektir.

Nötrleşme her keslerden uzakta bir başına öldüğünü bilememektir.

Nötrleşme ötekilerinin görecek gözlerden mahrum olduğunu fark edememektir.

Tarih boyunca hep mazlumlar ve zalimler olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Önemli olan bu ikisi arasındaki farkı bilmek ve ne pahasına olursa olsun mazlumlardan yana taraf olmaktır. Mazlumdan yana taraf olmayan, dilsiz şeytandır, bertaraf olanlardandır. İnsan iyi ve kötüden birini seçer. Kararsız kalmak, sessiz olmak, tepkisiz kalmak, nötrleşmedir. İyilik gün gibi, kötülük gece gibi aşikârdır. Nötrleşme gün batımlarına aldanmaktır. Gün batımlarının rengi ve hikâyesi yoktur. Bir bitiştir, sonuçtur, hitama eren bir şeydir.

Sadece gün ışığının ve gece karanlığının bir hikâyesi vardır. Kendinden çok başkalarını seven haleli kalpleriyle bir gün ışığı hikâyesine sahiptirler. Sadece kendini sevenler et parçası kalpleriyle gece karanlığının hikâyesinin basit bir parçası olurlar.

 

Bu yazı Faik Öcal’ın yakında Zilan Akademi Yayınları’ndan çıkacak Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi kitabından alındı.

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır