23 Nisan 2024


Yüzüklerin Efendisi



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Bilmem ne zaman hangi alemde nerde

Bildiğim insanlıktan çıkar güce her yenilen

--

Bazı filmler vardır ki insanlar izlediklerinde hayata dair dersler çıkarabilmektedir. İşte bunlardan biri de orijinal ismiyle ‘The Lord of the Rings’ yani Türkçe karşılığıyla ‘Yüzüklerin Efendisi’dir. İngiliz filolojist ve Oxford Üniversitesi profesörü J. R. R. Tolkien'in yazdığı fantezi türündeki romanın Peter Jackson tarafından üç seri olarak filme uyarlanmıştır. Üçlemenin ilki 2001 yılında vizyona girmiştir.

 

Kendi yaşıtlarım ve benden sonraki neslin çok iyi bildiği ancak bizden önceki nesillerden çoğunun ilgi alanına girmeyen bir dünyanın anlatıldığı filmdir. O yüzden kısaca filmin konusundan bahsetmek isterim.

Mitolojik anlam taşıyan ve bir kurgu olarak kullanılan ‘Orta Dünya’ kavramı, bu filimde olayların geçtiği coğrafyadır. Hikâye, Orta Dünya'yı fethedip hâkimiyetine almakta kullanılan 7 yüzüğün tek bir yüzükte birleştirilmesiyle başlar.

Yüzüğe sahip olanın bu karanlık gücün etkisine girerek hükmetme isteğine boyun eğdiği ve etrafındakileri bu güce ortak etmemek adına onlardan kaçtığı görülür. Yüzüğün yok edilmesi ve coğrafyanın karanlıklara kapılması için yapılan savaşları görmezden gelir.

Yüzük, yani Güç kendisini tanrılaştırır. Filmde de yüzüğü yok etmek için yola çıkan ‘Frodo’ karakteri de bu güce boyun eğer. Yanında bu tehlikeli ve zorlu yolculuğuna eşlik eden ‘Sam’ karakteri görünmeyen kahramandır. Çünkü gücün etkisine giren arkadaşını çoğu kez doğru yola sevk eder.

Yüzüğü almak isteyip Frodo’nun yanına sokulan sinsilere karşı direnir. Yanından hiç ayrılmaz. Tehlikelere karşı onunla birlikte savaşır. Yüzüğün yok edileceği Mordor yanardağının eteğine kadar çıkan Frodo bunu başaramaz. Çünkü gücün hâkimiyeti kendisini esir almıştır. Sam’in bile bu yüzüğün peşinde olduğunu düşünecek kadar paranoyaklaşır. Sonuç olarak yüzüğü almak isteyen başka bir varlığın saldırması sonucu yüzük düşer ve yok olur.

Gerçek dünya bu kadar mutlu sonlara gebe değil ne yazık ki! Filmdeki yüzüğün temsil ettiği güç, iktidar, yönetim, yeri geldiğinde nasıl felaketlere yol açacağını yaşayarak da görüyoruz. Yönetmeye ait olguların tek bir elde toplanmasının ülkeleri ve insanlık coğrafyasını nasıl bozacağını anlamak gerekir.

Bu yüzdendir ki yasama-yürütme-yargı yani erklerin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetimi ancak karanlıkların önünü engelleyen bir kalkan görevini yüklenebilir. Bu nedenle Sam gibi güce boyun eğmeyen, adaleti, yaşamı, barışı savunan insanların yol gösterici olduğu yöneticiler ve yönetim anlayışları gerekir.

Güç bir zehirdir. İnsanı, kontrol edilemeyen, insanı körleştiren ve çevresine karşı bile acımasız olabilen paranoyaklara çevirebilir. Yüzlerce yıl ödenen ağır bedeller sonucu kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının kurumsallaştığı yönetimlerle ancak güç zehirlenmeleri önlenebilmiştir.

ABD seçimlerini kaybeden Trump gibi bir paranoyağı sorunsuz ve kavgasız bir şekilde koltuğundan indirecek olan; hukuk ve yargının işleyişindeki düzendir. Bu yüzden tek adam rejimi çağımız için bir tehlike olarak görülmelidir. Bunun olumsuz sonuçlarını komşu ülkelerde ve coğrafyamızda yaşanan işgal, terör ve iç savaşlarla görüyoruz.

Yüzüklerin Efendisi filminde olduğu gibi iktidarları zehirleyen erklerin birliği yani tüm güçlerin bir elde toplanması şeklinde ortaya çıkan düzenler/‘YÜZÜK’ yok edilmedikçe insanlık yeni felaketler ve tehlikeler içinde yaşamaya devam edecektir.!

Hukukun üstünlüğü, Kuvvetler Ayrılığı, Yargı Bağımsızlığı ve Adil Mahkemeler ancak bu tehlike ve felaketleri önleyecek kurumlardır..!

--

Bana bir şey olmaz ben temizim deme

Seni temiz tutacak bir düzen kur önce!

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır