24 Nisan 2024


VII-İslamsız Müslümanlık (7)



Abdulbaki ERDOÄžMUÅž

A- A+

Siyasal mücadelelerin dinselleÅŸtirilerek toplumsallaÅŸması Ä°slam’a mugayir olduÄŸu kadar ayrışmalara, ayırımcılığa, iç çatışmalara, bölünmelere de neden olmuÅŸtur. DinselleÅŸtirilmiÅŸ siyasetin en büyük tahribatına örnek olarak; Resul-ü Ekrem döneminde gerçekleÅŸen (Evs-Hazrec, Muhacir-Ensar, Arap-Acem, siyah-beyaz, köle-hür) Ä°slam kardeÅŸliÄŸinin Resulüllah’tan hemen sonra bozulması ve bir daha asla toplumsal hayat bulmamasıdır.

Bu durumda dinin, siyaset ve egemenlik aracı olarak kullanılmasının olumsuz ve yıkıcı etkilerine raÄŸmen sorgulanamamasının nedeni Ä°slam olabilir mi? Bu tahribatın “Sahabe dokunulmazlığı” ile örtülmesi ve Ä°slam’ın sömürü düzenine kılıf yapılması yandaÅŸ Müslüman ulemasının en büyük utancı deÄŸil midir? 21. yüzyıl bilgi ve teknoloji çağına Ä°slam aydınlığı ile deÄŸil de bu utançla girmemiz bizi de suçlu, ayıplı ve günahkâr kılmıyor mu? 

Bu suçu kasten ve bilerek iÅŸleyen Emevi ümerası, kendilerinden sonra gelenler için de kirli bir miras bıraktılar. Bu kirletilmiÅŸ gelenek içerisinde iktidarlar, devletler, imparatorluklar kuruldu. Tamamı da meÅŸruiyetini dinden alıyorlarmış gibi bir siyasal sistem ve onun yasalarını oluÅŸturan bir Åžeriat/Fıkıh düzeni oluÅŸturdular. 

OluÅŸturulan bu “din soslu düzen”, on binlerce sahabenin, yüzbinlerce Müslümanın ve yüzlerce Ehl-i Beyt’in pak ve masum kanı üzerinden inÅŸa edildiÄŸi çok açıkken, bunun asırlardır perdelenmeye çalışılması, “Åžeriat düzeni” adıyla oluÅŸan yönetimlerin Ä°slami ve hukuki bir düzen olarak görülmesi sadece Müslümanların onuruyla deÄŸil, aklıyla, diniyle de alay edilmesi deÄŸil midir? 

Bu dinselleÅŸtirilmiÅŸ siyasal sömürü düzeninin Sahabe kanı ve Ehl-i Beyt soykırımı üzerine inÅŸa edildiÄŸini her Müslümanın bilmeye hakkı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ne yazık ki sadece siyasal düzeni deÄŸil, birbirlerine karşı öfke, kin, nefret, düÅŸmanlık ve ÅŸiddet içinde olan Sünni ve Åžii geleneklerini de besleyen Sahabe katliamları ve Ehl-i Beyt soykırımıdır. Bu anlayış ve yaklaşım tarzının dayanağı nasıl Allah’ın dini Ä°slam veya Ä°slam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s) ve onun kıymetli ashabı olabilir?

“Muhammed Allah’ın Elçisi’dir ve (sadakatle) o’nun yanında olanlar, bütün hakikat inkârcılarına karşı kararlı ve tavizsiz, (ama) birbirlerine karşı merhamet doludurlar. Onların (namazda) eÄŸilerek (ve) yere kapanarak Allah’ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların iÅŸaretleri, yüzlerindeki secde izleridir. Åžu, onların hem Tevrat’taki ve hem de Ä°ncil’deki temsilleridir: (Onlar) filiz veren bir tohum gibi(dirler), sonra Allah o (filizi) güçlendirir ki saÄŸlam ÅŸekilde büyüsün ve (sonunda) kökü üzerinde dimdik dursun ve üreticileri sevindirsin... (Allah böylece müminleri saÄŸlam ve dayanıklı/dirençli kılar) ki onlar aracılığıyla hakikat inkârcılarını ÅŸaşırtsın. (Ama) onlardan inanıp doÄŸru ve yararlı iÅŸler yapanlara Allah maÄŸfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiÅŸtir.” (Fetih/48:29)

Böyle bir merhamet peygamberini ve onun yıldızlar misali seçkin sahabesini siyasal iktidarlara araç yapan ve onlara yalan ve iftiralar isnat ederek sömürü düzenini kuran bir geleneÄŸi 13 asırdır sorgulayamıyor ve hakikatin ortaya çıkmasına engel oluyoruz. Cemel, Sıffin savaÅŸları ve Ehl-i Beyt soykırımı tek başına bu geleneÄŸin Kıyamet’e kadar büyük utancı olmaya devam edecektir. Bu büyük utancı silmek için kirli geleneÄŸimizle yüzleÅŸmeli, akıl-ilim-irfan-adalet-ahlak ve ihlas dini olan Allah’ın dini Ä°slam, onun muazzez peygamberi ve ashabı ile yeniden sahih bir baÄŸ kurma mecburiyetimiz vardır.

Emevilerin “saltanat, devlet, maslahat-millet-ümmet bekası” gerekçesiyle kanını akıttığı ve soykırım suçu iÅŸlediÄŸi masum ve de mazlum Ehl-i Beyt, 13 asırdır “beka” gerekçesiyle iÅŸlenen bütün katliamların, akıtılan kardeÅŸ, baba ve oÄŸul kanlarının gerekçesi yapılmıştır. YandaÅŸ ve Saray/devlet uleması da “beka” gerekçesini meÅŸrulaÅŸtırarak bu suçlara ve cinayetlere doÄŸrudan iÅŸtirak etmiÅŸtir. Bundan dahi zalim ve daha büyük bir suç ve utanç olur mu? Ne yazık ki biz, bu geleneÄŸin ÅŸekillendirdiÄŸi Müslümanlarız. ÖvündüÄŸümüz ecdat, haÅŸmetli cennetmekân sultanlarımız, gurur duyduÄŸumuz tarih ve bugünkü kabullerimiz bu geleneÄŸin ürünleridir. 

Hiç düÅŸündük mü Emevi, Abbasi, Osmanlı Müslümanlığı neye göre Ä°slam’dır?

Pakistan, Ä°ran, Türkiye, Suudi Arabistan ve diÄŸer ülkelerin Müslümanlığı niçin Ä°slam olsun?

Taliban, El-Kaide, Boko-Haram-IŞİD ve diÄŸer örgütlerin Müslümanlığı nasıl Ä°slam olabilir? 

Allah’ın insanlık için DÄ°N olarak seçtiÄŸi Ä°slam’ın yerine, neden Arabın, Farsın veya Türkün Müslümanlığı egemen olsun? Arap da, Fars da, Türk de Müslümanlık iddiasını, Allah’ın dini olan Ä°slam’la yaÅŸanır kılmak zorunda deÄŸiller mi?

Kendi kültürleriyle, Ä°slam öncesi inançlarıyla sentezlenmiÅŸ, özünden koparılmış, siyasallaÅŸtırılmış millileÅŸtirilmiÅŸ bir dini, daha kaç asır bize “Ä°slam” olarak sunmaya devam edeceklerdir? Müslüman dünyasına musallat olmuÅŸ böyle bir Müslümanlığın Ä°slam’la, Kur’an’la, Hz. Muhammed’le sahih bir bağı olabilir mi?

Emeviler döneminden bugüne kadar devam etmekte olan ve Ä°nancı Tevhid, Kitabı Kur’an, Rehberi Hz. Muhammed (s.a.s) olmayan ve evrensel ilkelerden soyutlanmış bir din ile egemenlere, din tacirlerine, zorba yönetimlere, çıkarcı-yalancı-riyakâr politikacılara, adaletten, hukuktan yoksun bir siyasal düzene itaate, biate, teslimiyete zorlanıyoruz. 

“Kim Allah’a teslimiyetten baÅŸka bir din ararsa, bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette kaybedenlerden olacaktır.” (Al-i Ä°mran/3:85)

21. yüzyıla aynı gelenekle girmemiz bizim için bir cehalet ve dinbazlık örneÄŸidir. GeleneÄŸi bizden sonraki nesillere bırakmak bizim için bir utanç, onlar için ise kötü bir miras olacaktır.

Bu soykırım ve katliamlarla yüzleÅŸmedikçe hiç bir Müslümanın bu utançtan temizlenemeyeceÄŸini ve Allah’ın huzuruna bu vebal ve sorumlulukla çıkacağına inanıyorum. 13 asırdır yüzleÅŸemediÄŸimiz bir utancı, bizden sonra gelenlere bırakmak ahlaki de, Ä°slami de deÄŸildir. Bu nedenle ısrarla yüzleÅŸmemiz gerektiÄŸini savunuyorum.

-devam edecek…

 

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır