20 Nisan 2024


VATAN HAİNİ ve AŞIK



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

‘’Güzelliğine eşdeğer bir şey söyle bana, Kifayetsiz kalmış ömrümün sensizliğinde! Gönlümdedir güzelliğin, aynalar biçare…’’ Bu cümleleri okuyunca ‘’bunları yazan olsa olsa ‘AŞIK’ biridir’’ diye düşünenler olacaktır. ‘’Aşık olmazsa bu cümleleri yazamayacak’’ algısı içinde olanlardan elbette başka bir şey beklemek de doğru olmayacaktır. Oysa ölümü yazmak için ölmek gerekmediği gibi, sevgiyi/özlemi/hasreti/vuslatı vb. kavramları yazmak için de aşık olmak gerekmiyor. Aslında bu yaklaşım toplumun her alanında kendini hissettirmekte. Kesin kanılara varacak hükümlerle büyütülmüş ve yetiştirilmiş; bir konuda kesin hüküm verecek derecede bilgi sahibi olduğunu düşünen, araştırmaya, öğrenmeye gerek duymadan damgalamayı alışkanlık edinmiş bir toplum psikolojisine sahibiz. İşte tam da bu yüzden iktidar gücünü ele geçirenlerin her dönem var ettiği ve topluma algı yoluyla kabul ettirdikleri bir durumu anlatıyorum. Günümüzde söz konusu durumu yansıtan güç yanlıları; ‘’Sen sus hain!, sen sus Pkk’li!, sen sus Fetöcü!’’ gibi ithamlarla rakiplerini dışlamaktadırlar. Bunları da yetersiz görüp doğrudan ‘VATAN HAİNİ’ diyerek peşinen mahkûm edenler de az değil. Bu suçlayıcı söylem, yukardan aşağıya öğretilmiş ve her kesimin birbirine karşı kolayca kullanabildiği bir anlayışa dönüşmüştür. Dedelerimiz, babalarımız ve sonra bizler (onlar kadar olmasa da), bazı şeylerin değişmesi için çaba sarfediyoruz. Hep daha iyi bir ülke ve daha medeni bir toplum olmayı beklerken ne yazık ki geçmişe daha özlem duyarak, geleceğe ilişkin umutlarımızı kaybeder olduk. Bu nedenle de geçmişle gururlanıyor, geçmişle övünüyor ve geçmişle ancak kendimizi avutuyoruz. Geleceğe ilişkin tasarımdan da yoksun kalıyoruz. Sadece eskiyle yetinip hayata tutunmaya çalışıyoruz. ‘’Bu ülkede demokrasi vardı ama eskiden, az da olsa bağımsız bir yargı vardı ama eskiden, siyaset adamlarımız vardı ama eskiden…’’ Oysa gerçeği görmek için ‘’Kral çıplak’’ demek, krala öfke duyulduğu için değil, olanın bütün çıplaklığıyla hem halkı hem de kralı uyandırmak içindir. Kralın çıplak olduğunu bile bile, düşünmeden ve sorgulamadan ‘’çok yaşa kralım’’ diyenlerin, kralın çıplak olduğunu söyleyenleri ‘’vatan haini’’ olarak damgalaması ‘’vatanperverlik’’ duygusundan değil, köle ruhlu olmaktandır. Aslolan ‘’hain’’ damgasına rağmen ‘’kral çıplak’’ diye haykırabilmektir. Bu nedenle ben de ülkem için ‘’kötü yönetiliyor, geleceğimiz belirsiz, yöneticilerimiz gelecek tasarımından yoksun!’’ derken kimileri bana ‘hain’ damgası vursa da çığlığım ülkem ve halkımı uyandırmak içindir. Bizler, hangi iktidar döneminde olursa olsun düşündüğümüzü doğru ifade etme gereğine inanıyoruz. Çünkü özgürlüğü insan olmamızın bir gereği görüyoruz. Özgürce ifade ettiklerimiz karşısında farklı damgalara maruz kalsak da doğruluktan ve özgürlüğümüzden ödün veremeyiz. Tam da bu nedenle yönetim ve siyaset kaynaklı olumsuzlukları eleştirel bir dille ifade etmeyi topluma karşı bir borç görüyoruz. Bu bağlamda kim tarafından yapılırsa yapılsın hukuksuzlukları, yolsuzlukları, ayrımcılığı, adaletsizlikleri, haksızlıkları dile getirmenin bir ahlaki sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu durumda bir KHK ile tutuklanıp ölüme terkedilen, görevlerinden uzaklaştırılan, farklı kimlik ve inançlarından dolayı ‘’hain’’ olarak damgalanan insanları savunmak neden vatana ihanet olsun? Rant uğruna doğamızı dahi peşkeş çektiren bir anlayışa karşı durmak, neden ‘’terör’’ olarak tanımlansın? Bu eylemi gerçekleştirenler neden ‘’terörist’’ sayılsın? Olumsuzlukların, hukuksuzlukların, haksızlıkların ve ayrımcılığın karşısında olduğum için ‘’Vatan Haini’’ olarak damgalanmam doğru olmadığım gibi, ‘’ Kokusu olmalıydı bazı fotoğrafların, Bakınca özlem gidermenin yetersizliğine inat! Deniz kokmalı mesela mavi mavi… Şehir ya da, Buram buram kalabalık bir telaş! Ve Sen kokmalı bazı fotoğraflar, Geçmişi yaşatırcasına mucizevi…’’ Bu şiiri yazdığım için de ‘’AŞIK’’ olarak damgalanmam doğru değildir. M. MEHDİ ERDOĞMUŞ Şiirler de bana aittir.

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır