25 Nisan 2024


Sessiz Çığlık



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Kimseler görmez bilmez duymaz ne haldeyiz,

Yönetenler ise, yok sayarak umursamaz derdimizi!

----

Ülke olarak siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz. Her alanda yeni krizlerle karşı karşıyayız. Geleceğe ilişkin belirsizlik ve umutsuzluk toplumun bütün kesimlerini kuşatmış durumda.

Hukuksuzluk ve keyfi uygulamalar adaletsizliğin yaygınlaşmasına yol açmıştır. Yoksulluk başta olmak üzere ekonomik sorunlarımızın nedeni de adaletsizliktir.

Adil paylaşımın, fırsat eşitliğinin olmadığı ülkelerin tamamında benzer sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlara yönetimin baskı ve zorbalığı eklenince geleceğe ilişkin tasavvur ve beklentiler de büyük ölçüde yok olmaktadır.

Oysa var olan sorunları yok sayarak toplumu baskı altına almak sorunları ortadan kaldırmaz. Aksine sorunların daha fazla birikmesine ve büyümesine, bunun sonucu olarak da toplumsal huzursuzluğun artmasına yol açmaktadır.

Ülkemizin siyasi, ekonomik ve toplumsal tablosu buna örnektir. Bizi yönetenler çığlığımızı duymasalar da toplum olarak derin bir kriz ve bunalım içindeyiz.

Milyonlarca işsiz, siftah yapmayan esnaf, ürettiğini tarlasından kaldıramayan çiftçi, kredi borçlarını ödeyemeyen, borcu borçla kapatmaya çalışan, çocuğuna harçlık veremeyen, kirasını, su, elektrik ve doğal gaz faturasını ödeyemeyen büyük çoğunluğun duyulmayan çığlıklarından söz ediyorum.

Yüz binlerce üniversite mezununun işsiz kaldığı, on binlerce öğretmen adayının atama beklediği, on binlerce insanın KHK ile mağdur edildiği, binlerce esnafın kepenk kapattığı, binlerce çiftçiye haciz geldiği, memurun, emeklinin süründüğü ve gençlerin geleceğe ilişkin hiçbir güvencesinin bulunmadığı bir toplumun çığlığından bahsediyorum.

Bu bağlamda sormak istiyorum;

Gün aşırı gelen zamlar karşısında öfkelenen, çıldıran, yaşam enerjisi tükenen milyonların çığlıklarını duyuyor musunuz?

Atanmayı bekleyen on binlerce öğretmen adayının kendi dünyalarında kopan fırtınaları, yaşadıkları sorunları, buhranı, karamsarlıklarını biliyor ve çığlıklarını duyabiliyor muyuz?

Milyonlarca insanımızın yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamayacak duruma düştüğü için attığı çığlıkları duyan var mı?

Hukuksuz bir şekilde uygulanan KHK ile yıllardır ötekileştirilmiş, düşmanlaştırılmış, yokluğa mahkûm edilmiş yüz binlerce mağdurun çığlığı duyuluyor mu?

Beraat kararına rağmen işlerine geri iade edilmeyen binlerce görevlinin feryadına kulak verdiniz mi?

Cezaevlerinden yükselen çığlıkları duyan, bilen var mı?

Siyasi tutukluların uğradığı haksızlık karşısında bir duyarlılık ve haklı bir tepki ortaya koyabiliyor muyuz?

Peki mağdurların, yoksunların, yoksulların, mazlumların çığlıklarının duyulmadığı bir toplumda istikrar, barış ve güvenden söz etmek mümkün mü?

Yönetimin bu çığlıklar karşısında dilsiz, sağır ve kör davranmasını meşru ve makul görmek mümkün mü?

Tek bir mazlumun dahi çığlığına sağır kalan bir yönetim ve toplumun güvende kalması ve huzur bulması asla mümkün değilken, milyonlarca mazlumun çığlığının duyulmamasının sonuçlarını artık siz düşünün.

----

Dün, yok sayıp duymayan çığlıkları

Yarın çığ altında kalanca duyulmayacak ahı vahı!

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır