25 Nisan 2024


İnsani Sorumluluk Gereği HAYDİ AŞI Olmaya..!



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Bu evrenin işleyişindeki çarkta ben yokum deme,

Hepimizin hakkı hepimizin küfesinde…

-----

1 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19 veya Korona virüs, bir yılı aşkın bir süredir tüm dünyayı tehdit ediyor.

Başlangıçta hazırlıksız yakalandığı için bir şaşkınlık ve telaş söz konusu olsa da Bilim insanları hızlı bir biçimde çözüm bulmak için girişimlere başladı. Bu girişim, aynı zamanda ülkeler arası düzeyi göstermesi bakımından da dikkat çekiciydi.

Virüs insanlık için bir tehdit olduğu kadar, ülkeler için de bir sınav oldu. Milli, dini, politik hamaset henüz en başında kaybetmişti. Çünkü “şapka düşmüş, kel görünmüştü.”

“Güçlü devlet!”, “ileri ülke”, “dünya liderliği” gibi iddiaların tamamı, bir topluiğne ile patlayan balona dönüştü. Görüldü ki, iddialar iç politikaya yönelik hamasetten ibaretti.

Ne yazık ki, birkaç ülke dışında hiçbir ülkede insanlık için yıkım ve ölüm getiren doğa felaketlerine veya biyolojik saldırılara karşı çözüm üretecek bilim insanı veya ortamı yoktu. Türkiye’nin de çözüm geliştirecek ülkeler arasında olmaması elbette sürpriz değildi.

Henüz bir aşı dahi üretemeyen bir ülke, nasıl güçlü ve çağdaş olarak tanımlanabilir?

Bilimsel gelişmişlik düzeyi bir aşı üretecek kapasiteye dahi ulaşmamış bir ülke, lider pozisyonunda olabilir mi?

ABD, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin gibi ülkeler boşuna mı güçlü devletler kategorisinde yer alıyor?

Bir kez daha hamaset, dincilik ve milliyetçilikle güçlü olunamayacağı ortaya çıktı.

“Düşman” olarak tanımladığımız Batı, “Küffar” olarak bildiğimiz Çin ve Rusya bizim de umudumuz oldu. Çünkü Aşı üreten ilk ülkeler arasında bunlar vardı. Biz de ilk aşıyı Çin’den, ikincisini ise Almanya’dan temin ettik.

Bilime düşman toplumlardan bilimsel çözüm de beklenemez. Okuyup üfleyerek geçiştirilebilecek bir olay da değildi. Medeni toplumlar gibi bilimsel yönteme inanmak yerine siyasi mazeretler üretmeye başladık.

Öncelikle hem virüs hem de Covid 19 aşısı küresel güçlerin bir tuzağı olarak değerlendirildi. Konuyla ilgili makaleler yazıldı, cemaatler ve din adamlarıyla halk uyarıldı.

Ülkemizde azımsanmayacak bir kesim, dünyada milyonlarca can alan, ülkemizde de her gün yüzlerce vaka ve onlarca ölüme rağmen virüsün varlığına inanmamakta ısrar ediyor, “insanlık düşmanı Batı’nın bir oyunu” olarak görmeye devam ediyor. Kimileri de “Aşı ile insanların kısırlaştırıldığı” gibi kurgularla kafa karıştırmaya gayret ediyor.

Bu iddiaların yazılı ve görsel medyada gündem oluşturması, toplumda karşılık bulduğunu da göstermektedir. Kuşkusuz bizler açısından bu durum çok üzücüdür.

Bireysel bir korunma olarak normal zamanlarda dahi önerilen Maske’ye itiraz edildi. Bulaşıcı hastalıklara karşı maske kullanılmasının yüzlerce yıllık bir geçmişi vardır. Buna rağmen maske takmamakta direnen milyonlarca insanımız oldu.

“Kul Hakkı” söylemini dillerinden düşürmeyen insanların maske kullanmaması, maskesiz camilere devam etmeleri gerçekten trajikomik bir durumdur. Bu insanların “kardeş” dediklerinin hayat hakkına saygı göstermemeleri dehşet verici bir durum değil midir?

Bu anlayışta bir toplumun aşı için duyarlılık göstermesi bir yana, insan hayatı için kendi hayatlarını tehlikeye atan sağlık çalışanlarına nasıl zorluklar çıkardıklarına da şahit olduk.

Bugün yapılması gereken; ceza sistemi ile eğitilmiş bir toplumu ancak yasal bir zorunlulukla aşı yapmaktır, diye düşünüyorum. Aşı olmak istemeyenlere toplu taşımalarda yolculuk yasağı, yurt dışı seyahatlerde kısıtlama, kapalı yerlerde toplantılara veya kalabalıklar arasına katılmama gibi önleyici tedbirler alınmalıdır.

İnsan sağlığına riayet etmeyen, çevre duyarlığı göstermeyen, bireysel ve toplumsal sorumluluk taşımayan insanların tehdit ve tehlikesinden diğer insanların ve insanlığın korunmasını sağlayacak olan hukuk güvencesi ve yönetim kararlılığıdır.

Ülke olarak söz konusu güvence ve kararlılıktan yoksun olduğumuzu biliyorum ancak talep etmekten geri durmamamız gerektiğine de inanıyorum.

Öncelikle tüm insanlık için HAYDİ AŞI OLMAYA diyorum!

----

Bir kelebek kanat çırpınca Doğu’da, fırtına kopar Batı’da

Tedbir almaktan kaçınan, milyarlarca kul hak taşır yanında!

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır