Sanma varınca sandığa başroldesin diye

Bir küçük gösterinin figüranısın sadece!

--

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 59. Başkanlık seçimi yarışında Demokratların adayı Joe Biden ile Cumhuriyetçilerin adayı Başkan Donald Trump için sandık başına gitti. Barack Obama’dan sonra Demokratların adayı Hillary Clinton’u geride bırakan Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ABD başkanı olarak seçilmişti.

Dünya kamuoyu, ABD seçim sisteminden daha çok Başkan adaylarına odaklandığı için kimin daha çok oy aldığını merak eder. Bu durum her seferinde kamuoyunda şaşkınlıklara neden olur. Çünkü oylar, her eyalette farklı olan delege sayısına göre değer kazanır.

ABD'de yaklaşık 250 milyon seçmen oy kullanma hakkına sahiptir. Seçmenler, 'Delegeler Kurulu' adı verilen bir sisteme göre destekledikleri partinin delegelerine oy veriyor. Bu oylarla her eyalete farklı sayılarda dağıtılmış toplam 538 delege belirleniyor. Bu sayının yarıdan 1 fazlasına yani 270 delegeye ulaşan aday, başkan olmaya hak kazanıyor. Başkan ile birlikte başkan yardımcısı da bu delegeler tarafından belirlenmektedir.

Trump, 2016 seçimlerinde rakibinden çok daha az oy almasına rağmen seçimi belirleyen seçiciler kurulunun çoğunluğunu elde etmekle seçimi kazanan taraf olmuştu.

“ABD seçimleri bizi neden ilgilendirsin, başkanın kim olduğunun ne önemi var? Başkan Cumhuriyetçi de olsa, Demokrat da olsa ABD'nin devlet politikası değişmez” gibi kanaatler yaygındır.

Dünyayı ilgilendiren ABD seçimlerinin bizi ilgilendirmemesi mümkün değildir. Hedefleri aynı olsa da her başkanın politik tercihleri, yöntemi ve öncelikleri farklıdır. Bu bağlamda kimin kazandığı da önemlidir.

En azından Ortadoğu'ya dair politikalar bakımından Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında, dolayısıyla Joe Biden ve Donald Trump arasında yaklaşım farkının olduğunu biliyoruz. Nasıl olur da bu farkı önemsemeyebiliriz?

ABD başkanlarının hepsi için İsrail’in güvenliği ve çıkarları önceliklidir. Ancak demokrat başkan Obama'nın "kendinizi Filistinlilerin yerine koyun" ifadesini nasıl küçümseyebiliriz?

Benzer farklılık Bill Clinton ve George W. Bush arasında da vardı.  Dünyaya “Ya bizimlesiniz, ya teröristlerle” diyen George W. Bush’u tercih etmek doğru mudur?

Ayrıca demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda hassasiyet gösteren bir başkan ile otoriter ve despot yönetimleri önceleyen Trump gibi bir başkan arasında elbette bir fark olacaktır. Bu nedenle kimin kazanacağını önemsiyorum.

Trump’ın başkanlığı süresince Müslüman dünyasına yönelik takındığı tutum ortadadır. Kullandığı ayırımcı, ayrıştırıcı dilin dünyayı nasıl etkilediği yeterince açık değil mi? Üslubu, tarzı, davranışları insanlık için kötü örnek olmadı mı?

En azından ülkemize yönelik edep-nezaket-saygı sınırlarını aşan yaklaşımı, tehdit ve hakaret söylemleri, alaycı, aşağılayıcı davranışlarının benim için çok ama çok önemi vardır. Biden’in kazanmasına sevinmeyebilirim ancak Trump’ın kaybetmesine çok ama çok sevineceğimi belirtmeliyim.

--

Taktı diye eşek aslanın kuyruğunu, aslan olmaz!

Geçmişten ders çıkarmayan eşek bile olamaz!