29 Mart 2024


ABD Seçimleri Sonrası



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Yıkılmaz sanırsın krallığın dayanınca iplerini tutan güce,

Kukla olduğunu yıkıldıktan sonra anlamak ne çare!

-

Gündemin en yoğun konularının başında ABD seçimleri vardır. Bu sürecin sadece seçimlerle değil, dünya düzeni ile de ilgisi büyüktür. Trump ile temsilde itibar kaybına uğrayan ABD’nin, yeni dönemde ilk olarak bu imajını değiştireceği kesinleşti.

Başkan Obama’dan sonra aykırı tarzıyla, hakkında iddia edilen rüşvet, yolsuzluk ilişkileriyle ve başına buyruk tavırlarıyla çok fazla gündemde kalan Başkan Trump, bunun bedelini seçimde yaşadığı ağır bir yenilgiyle ödemiş oldu.

Sanırım, sadece bu yenilgiyle sınırlı kalmayıp yargı boyutuyla da uğraşacak gibi görünüyor. Bundan sonrası artık ilgimizi çekmiyor. Ancak uluslararası diyalog ve ilişkilerinde kirlettiği demokrasi ve siyaset geleneğinin olumsuz etkilerinin devam edeceği açıktır. Kendisinin yarattığı imaj, en çok demokrasiye, devlet ve siyaset adamlığına zarar vermiştir.

Demokrasi başta olmak üzere birçok yönüyle Trump’ın seçimi kaybetmesi önemlidir. Yeni seçilen J. Biden, hem tarzı, hem de söylemleri bakımından daha demokrat bir imaj çizmektedir. ABD’nin politikalarında köklü değişiklikler söz konusu olmasa da demokrasi hassasiyeti ve üslup bakımından belirgin bir fark yaratacağı düşünülebilir.

Bölgemiz ve ülkemiz açısından da yeni ve farklı politikaların devreye sokulacağının işaretlerini alıyoruz. Müttefikleriyle ilişkilerinde Trump’ın aksine saygın ve güven verici adımlar atılacağı, normalleşmenin sağlanacağı, siyasal sorunların savaş yerine diyalog ve müzakere ile çözüleceği beklentisi artmaktadır.

Irak, Suriye, Kürdistan ve Libya başta olmak üzere birçok konuda Türkiye’den farklı düşündüğü bilinen J. Biden’in mevcut iktidarla ne kadar uyum sağlayacağı da merak konusu. S-400 ve Halkbank davası gibi daha özel konularda da İktidarla kriz yaşanabileceği tahmin edilmektedir. Umarız söz konusu muhtemel krizler daha fazla derinleşmeden çözüm yoluna girecektir.

Bizim açımızdan esas önemli olan J. Biden’in demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusundaki söylem ve iddialarının hayat bulmasıdır. Trump’ın da etkisiyle Avrupa’da dalga dalga yayılan ırkçılık, ayırımcılık, yabancı düşmanlığı gibi insanlık için büyük tehditler oluşturan gelişmelerin önlenmesidir.

Sadece bizim değil, Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e bütün yeryüzü coğrafyasına hâkim olan şiddet ve düşmanlık dilinin ve diktatöryal eğilimlerin yerine sağduyu ve demokratik siyasetin öncelemesine ihtiyaç vardır.

Türkiye’nin de yeni dönemde istikametini demokrasiye, hukuk, barış ve diyalog politikalarına çevirmesi gerektiğine inanıyorum. İktidarın bunu başaracağı kanaatinde değilim ancak Trump döneminde kaybettiklerimizi J. Biden döneminde telafi etmek zorundayız.

Türkiye’nin artık kaybedecek ne zamanı ne de fırsatı vardır. Bunun için gerekiyorsa bir erken seçime dahi gitmek gerekebilir. Yeni siyasetin de buna göre şekilleneceğini düşünüyorum. Sadece mevcut iktidarla değil, mevcut siyaset anlayışı ile de Türkiye’nin önünü açmak mümkün görünmemektedir. Bu bakımdan siyasete büyük iş düşeceği yeni bir döneme giriyoruz.

-

Bir yıldırım düşünce uzaklarda bir denize

Sesi yankılanır denizden de uzaklara zamanla…

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır