20 Nisan 2024


Ortak Payda; HAK



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

Benden başkasına yok dersen yaşam

Küfrün semaya varır, ölmemeye bak!

--

Geçmişten bugüne oluşan devletler, iktidarlar hep baskıya dayanan bir anlayışla yönetmeyi tercih etmişlerdir. Bireyin gelişmesi ve özgürlük arayışları sonucu, baskı uygulamaları yönetim aleyhine dönüşünce yeni yönetin anlayışları da gelişmeye başladı.

Hamurabi yasaları bundan yaklaşık 2000 yıl önce Mezopotamya coğrafyasında uygulanmaya konulmuş, yönetimin kuralları hukuki belgeye dayandırılmıştır. Ancak tarih içerisinde belirleyici unsur olarak yönetim için tek seçenek GÜÇ olunca kurallardan daha çok baskı tercih edilmiştir.

Peygamberlerin, filozofların, ilim insanlarının çabaları sınırlı kalmış, gücü elinde bulunduran kralların, şahların, sultan ve padişahların uygulamaları sadece yönetim tarafından değil, yönetilenlerin çoğunluğu tarafından da kabul görmüştür. Bu gerçeği anlamak için günümüz yönetim uygulamalarına bakmak yeterlidir..!

Mezhep çatışmalarının, savaşların, katliamların, engizisyonların yoğun yaşandığı Batı toplumlarında anlayış ve yönetim değişikliği olumlu yönde yaşanırken, gelişmelerin, Batı’ya göre daha medeni, insancıl anlayışa sahip Doğu’da ise olumsuz yönde olması düşündürücü ve hazin bir durumdur. Coğrafyamızda yaşanan hak ihlalleri, iç çatışmalar, savaşlar, terör ve katliamlar bu durumu yeterince açıklamaktadır.

İnsan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve barış, nitelikli eğitim, ekonomik refah ve güvenlik gibi alanlarda Batı’nın mükemmele ulaştığını söylemek mümkün değildir ancak Doğu karşısında kıyas kabul edilemeyecek kadar ileri seviyede olduğunu da kabul etmek zorundayız. Bu nedenle Avrupa, geldiği seviye itibariyle insanlık için bir yönetim modeli olarak örneklik teşkil etmektedir.

Bizler, bilinçli-bilinçsiz, doğru-yanlış ayırımı yapmadan geçmişimizle övünüp dururuz. Politikacıların ve din adamlarının bu yöndeki hamasi nutukları, uydurulmuş hikâyeleri, yalana dayalı tarih kitapları sadece toplumsal zihni bulandırmakla kalmamış, eğitim sistemimizin temelini de oluşturmuştur. Bu bağlamda olumlu bir değişim beklemek kısa ve orta vadede mümkün görünmemektedir.

Geçmişin doğrularını, güzelliklerini sahiplenmek kuşkusuz çok önemli ve gereklidir ancak bugünün ve yarının doğrularıyla ve güzellikleriyle buluşturmadıkça hiçbir yararı da kıymeti de olmayacaktır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ifadesini bulan ilkelerin ülkemizde ve coğrafyamızda hayat bulması bir insanlık ve medeniyet gereğidir. Ölçümüz ve değer yargılarımızın temelinde HAK oldukça, kimden ve hangi taraftan geldiğinin ne önemi var?

Biliyoruz ki İnsan hakları; ırk, ulus, etnik köken, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği hakların herkesçe eşitçe kullanılmasını kapsamaktadır. Bizleri de kuşatan bir hakkı neden kabul etmeyelim ki? Hepimizin ortak paydası neden HAK olmasın ki?

--

Hak nedir bilmeyenden olmaz insan

Aldığı nefes de verdiği nefes de ziyan

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır