20 Nisan 2024


Bir Memleket Gezisi; DİYARBAKIR



Muhammet Mehdi ERDOĞMUŞ

A- A+

İster zaman ister mesafe girsin aramıza,

Kalbimin tam ortasında bir Aşk; Diyarbakır!

---

Yaklaşık 3 yıl kadar süren Korona Virüs salgını nedeniyle gidemediğim memleketim Diyarbakır’a bu hafta gitme fırsatı buldum. Askeri havaalanı olması nedeniyle özel koşullardan dolayı sıkça karşılaşıldığı gibi önce Diyarbakır semalarında 3 tur attıktan sonra iniş imkânı bulduk.

Ülkenin birçok şehrine ve üstelik çoğu da ihtiyaç fazlası olan yeni havaalanları yapılmışken Diyarbakır’ın hala askeri Hava alanına mecbur bırakılması bende “öteki” duygusunu canlandırdı.

Modern bir Hava Limanı olsa da ‘sivil’ değil de askeri olması gerçekten Diyarbakır gibi bir kente yakışmıyor. Uçuşların ve inişlerin buna bağlı olarak aksaması, şehrin imajını da olumsuz etkilemektedir.

Dikkatimi çeken diğer bir husus da birçok şehir gibi Diyarbakır da doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine yeni yerleşim yerleri ile kuşatılmış olmasıdır.

Lüks siteleri, geniş bulvarları, park alanları ve imar planıyla modern bir kent görünümü olsa da Diyarbakır’ın tarihi kimliğinden kopuk olması bence büyük bir eksikliktir. Kafelerin, restoranların gerek mimarisini gerekse işletme biçimini Diyarbakır kültürüyle bağdaştıramadım.

Sur içi ise yüreğimi yaraladı ve vicdanımı sızlattı. Doğduğum yer olan bu bölgede yıkım sonrası inşa edilen yapılar tam bir ucube örneği. İç Kale’yi istisna edersek, restore edilip işletmeye açılan bazı konak ve hanlar dışında geçmişin havasını teneffüs etmek neredeyse mümkün değil.

Güvenlik nedeniyle gerekli olsa da sokaklardan aniden çıkan zırhlı araçların yarattığı tehlikeler, sürekli gerçekleşen polis çevirmeleri, resmî kurumların Orta Doğu ülkelerini andıran duvarlarla/tellerle örülmesi gibi birçok görüntü Diyarbakır gerçeğini örtüyor.

Babamla birlikte olduğum için doğal olarak değişik ortamlarda ve farklı meslek guruplarıyla görüşme fırsatını buldum. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin, alanlarında başarılı olmuş medya mensuplarına verilen ödül törenine ve yemek davetine katıldık.

Diyarbakır bürokrasisi, sivil ve siyasi temsilciler aynı alanda olmalarına rağmen HDP ve İktidar temsilcileri bir arada değillerdi. Bu tablo karşısında hem üzüldüm hem de özellikle siyasetin içine düştüğü duruma şaşırdım.

Sanayici ve iş adamlarının bir kısmıyla da bir araya gelme şansını yakaladım. Anlatılanlar karşısında dehşete düştüm. Milyonlarca dolarlar harcanarak yapılan yatırımlar ve sağlanan istihdamlara rağmen devletten gerekli ilgiyi görmedikleri açıktı.

AK Parti iktidarı ile büyüme imkânı bulmuş bazı iş adamlarının Diyarbakır kimliğinden uzaklaşmaları da açıktan fark ediliyor. Şüphesiz bu duruma çok üzüldüm.

Ancak konuşma/dinleme imkânı bulduğum babamın dostlarından da büyük keyif aldım. Davranışlarına, mertliklerine, açık sözlülüklerine, konuşmalarına, delikanlı tavırlarına hayran oldum. Tam bir Diyarbakır asaleti ile karşımda duruyorlardı. Kendi kendime “aradığım Diyarbakırlılar işte bunlar” diyerek büyük bir onur ve mutluluk duydum. Ne yazık ki yaşlarının artık ilerlemiş olması bende bir burukluk oluşturdu.

Yeni yerleşim alanlarında yoksulluk izlerine fazla rastlanmayabilir. Lüks araçlar, cıvıl cıvıl işleyen kafeler Diyarbakır’ın gerçek yüzü değildi.

Eski Diyarbakır olarak tanımlanan yerleşim bölgesinde ekonomik krizin izleri dışa vurmuş, cadde ve sokaklara dahi yansımıştı. İnsanların tedirginliği, mutsuzluğu yüzlerinden okunuyordu.

Çiftçinin, sanayicinin, iş adamının yaşanan ekonomik olumsuzluklardan yakınmalarının yanında siyasal olarak iki ideoloji arasına mahkûm edilmişlik duygusunun yarattığı belirsizlik üst seviyelere ulaşmış durumda.

Günü birlik turlarla, kahvaltı ve çay turizmine indirgenmeye çalışılmasına inat gelenin aşık olup unutamadığı medeniyet şehri Diyarbakır, tüm siyasi ve ekonomik olumsuzluklara, ön yargılara rağmen bir inci gibi parlamaya devam ediyor.

Sistemli ve planlı bir şekilde çevre illerinin turistlik olarak parlatılmasına inat Diyarbakır gerek kültür ve gerek tarihi ile bir medeniyet şehri olma özelliğini kaybetmeden asil ve onurlu bir şekilde direnmeye devam ediyor ve devam edecek de.

---

Tarihe medeniyete düşmanlık eder sana kin güden,

Zalimlere diz çöktürür senin her daim asaletin…

 

 

Yorumlar (0)



Bu makaleye ait yorum bulunmamaktadır